3 KÜÇÜK DOMUZCUK MASALI
Bir varmış, bir yokmuş… Yeşil tepelerin birbirine sarıldığı, çiçeklerin sabah çiğleriyle parladığı huzurlu bir vadide, üç küçük domuzcuk yaşarmış.
Her sabah kuş sesleriyle uyanır; Her sabah kuş sesleriyle uyanır; kozalakların arasında saklambaç oynar, dere kenarında suya taş atar, öğle sıcağı bastı mı kendilerini serin serin çamura bırakırlar, sıçraya sıçraya oynar, gün boyu kahkahalarla dolaşırlarmış.

Bu üç küçük domuz birbiriyle çok iyi anlaşırmış ama üçü de birbirinden çok farklıymış.
En küçüğü, yerinde duramaz, her şeye hemen atlamak istermiş. Oyunlar hep onun fikriymiş ama çabuk sıkılırmış. Sabretmeyi hiç bilmezmiş.
Ortancası daha sakinmiş. Ortancası hemen karar veremezmiş. Önce düşünür, sonra düşünmesini düşünür, sonra da karar verirken kafasını kaşırmış! Ama bir türlü doğru kararlar veremezmiş.
En büyüğü ise sessiz ve dikkatliymiş. Her hareketi ölçülü, her sözü yerli yerindeymiş.
Günler geçtikçe, dalların gölgesi uzamış, rüzgâr biraz daha serin esmeye başlamış. Domuzcuklar büyümüş, ayakları toprağa daha sağlam basar olmuş.
Ve bir sabah…
Artık kendi yollarına gitmeye ve kendi evlerini yapmaya karar vermişler. Her biri farklı bir yöne doğru yürümüş.
En küçük domuzcuk, yolda yürürken bir yığın sarı saman bulmuş.
Önce üstüne atlamış, “Şappp!” diye içine gömülmüş.
Biraz yuvarlanmış, biraz takla atmış; samanlar havalanmış, kıvırcık kuyruğuna dolanmış.
“Bu samanlar tam benlik!” demiş neşeyle.
Bir avuç alıp başına taç yapmış, bir demet alıp kendine kuyruk uzatmış. Aynaya bakar gibi su birikintisine eğilmiş, kahkahasını tutamamış.
Sonra içinden “Ne uğraşacağım tuğlayla, taşla! Bu eğlenceli samanlarla hemencecik yaparım evimi!” demiş.
Kısa sürede çatı olmuş, duvar olmuş. Kapısını bile saman ipinden örmüş. Güneşin altında parlayan evine bakıp iç çekmiş:
“Ohh, şimdi keyif zamanı!”

Ortanca domuzcuk, biraz daha ileride ormanın kenarında bir sürü dal ve çalı bulmuş.
Etrafa bakmış, kafasını kaşımış.
“Saman kolay ama uçup gider… Tuğla sağlam ama çok uğraşmalı…”
Bir dal almış, eğip bükmüş.
“Bu… olabilir mi?” demiş. “Ama dikenleri var… “
Sonunda karar vermiş
“Tamam, ben dallarla deneyeyim. Ne çok zor, ne çok kolay! Saman uçup gider, ama dallar dayanır” demiş.
İnce dalları örmüş, çatıyı kalın çalılarla örtmüş.Evin bir yanı hafif eğilmiş, kapısı tam kapanmamış ama içi sıcacıkmış.
“Fena olmadı!” diyerek memnun gülümsemiş.”

En büyük domuzcuk ise yol boyunca sessizce yürümüş.
Eline geçen her taşta durmuş, eğilmiş, kaldırmış, bırakmış.
Toprağa bakmış, gökyüzüne bakmış, sonra tekrar etrafına…
“Ev dediğin sadece bir çatı değil,” demiş içinden.
“Rüzgâr nereden eser, güneş nereden doğar, zemini sağlam mı?”
Sonunda bir tepenin eteğinde durmuş. Hafif bir yokuş, sabahları ışığı ilk alan bir nokta.
Ayağıyla yere vurmuş: “Tok. Sert. Güzel.”
O an kararını vermiş.
İşe koyulmuş. Toprağı ıslatıp yoğurmuş, tuğlalar basmış.Günlerce taş taşımış, harç hazırlamış.
Her tuğlayı yerleştirirken mırıldanmış:
“Sağlam. Sabırlı. Sessiz.”
Pencereyi doğuya koymuş, güneşin ışığı içeri huzurla dolsun diye. Kapıyı kalın tahta tahtayla yapmış, menteşelerini yağlamış, kapı sessizce açılıp kapanmış.
Ve nihayet ev bitmiş. Domuzcuk, pencereye oturmuş, uzaklardan gelen kuş seslerini dinlerken bir iç çekmiş:
“Zorluydu ama içim çok rahat.” Sonra gözleriyle ufku taramış. “Kardeşlerim nerededir acaba?” demiş, yüzünde yumuşacık bir gülümsemeyle.

Her biri evini tamamladıktan sonra, kendi yuvasına yerleşmiş. En küçük domuzcuk saman evinin önünde miskin miskin uzanmış, samanlara gömülüp şarkılar mırıldanmış. Ortanca domuzcuk çalılarla ördüğü evin içine girip başını dinlemiş, rüzgarın dallarla oynayışını dinlemiş. En büyükleri ise tuğla evinin penceresinden vadinin güzelliğine bakmış, elindeki sıcak çayı yudumlamış.
Günler böyle geçip gitmiş. Üç domuzcuk da kendi evinde yaşamanın keyfini çıkartırken ormanın derinliklerinde yaklaşmakta olan tehlikeden habersizmiş. Bir sabah ormanın derinliklerinden kötü kalpli bir kurt, aç karnını doyurmak için etrafta dolaşmaya başlamış.

Önce saman evin önüne gelmiş. Burnunu kıvırmış, kapıya tırnaklarıyla vurmuş.
“Küçük domuzcuk, küçük domuzcuk! Hemen aç kapıyı, yoksa üflerim de püflerim, evini yerle bir ederim!”
Minik domuzcuk korkuyla cevap vermiş:
“Hayır! Açmam! Git buradan!”
Kurt derin bir nefes almış…
“ÜFFF! PÜFFF!”
Ve samanlar rüzgarla savrulmuş. Ev bir anda dağılmış!
Domuzcuk korku içinde kaçmış, var gücüyle kardeşinin çalı evine koşmuş.

İki kardeş kapıyı kapatmış, içeride soluğu zor almışlar.
Ama kurt hemen arkasından yetişmiş.
“Küçük domuzcukla küçük domuzcuk, açın kapıyı yoksa üflerim de püflerim, eviniz uçar gider!”
Ortanca domuzcuk kararlıymış ama sesi titremiş:
“Hayır! Git buradan!”
Kurt kocaman bir nefes çekmiş:
“ÜFFF! PÜFFFFFF!”
Ve çalılar, dallar çatır çatır dağılmış!
İki domuzcuk çığlık atarak kaçmışlar.
En büyük domuzcuğun kapısını çalmışlar:
“Aç, aç! Kurt geliyor!”
Ağabeyleri hemen içeri almış. Kapıyı sıkıca kapatmışlar.
Derken kurt gelmiş.
“Açın kapıyı! Açmazsanız üflerim, püflerim!”
En büyük domuzcuk sakince cevaplamış:
“Ne kadar üflersen üfle, bu ev yıkılmaz!”

Kurt denemiş…
“ÜFFFFFF!!! PÜFFFFFF!!!”
Ama ev yerinden oynamamış. Duvarlar dimdik, kapı sımsıkıymış.
Kurt öfkeden kudurmuş, evin çatısına tırmanmış. Bacadan içeri girmeye karar vermiş.
Ama üç küçük domuzcuk onu bekliyormuş.
Ocağın üzerine büyük bir kazan su koymuşlar. Su fokur fokur kaynarken kurt bacadan atlamış…
ŞLAAAP!
Kaynar suya düşen kurt, korkuyla zıplamış, kıçını tutarak evden dışarı fırlamış! Ve ormanın derinliklerinde kaybolmuş bir daha hiç görünmemiş.
Üç kardeş birbirine sarılmış. Küçük olan samanı bir daha eline almamış. Ortanca kardeş dalları bırakmış.Üçü birlikte o sağlam tuğla evde kalmışlar. Birlikte yaşamışlar, birlikte gülmüşler. Kurtun sesi rüzgârla unutulmuş, Domuzcukların kahkahası vadinin en güzel müziği olmuş. Gökten üç elma düşmüş…
Biri cesarete, biri çalışkanlığa, biri de kardeşliğe…
Ve masal burada bitmiş. Ama tuğla ev hâlâ oradaymış…
Sabah güneşiyle parlar, gece yıldızlarla fısıldaşırmış.
BU MASALI YILDIZLARI KULLANARAK DEĞERLENDİREBİLİRSİNİZ. Aşağıda bulunan yorum bölümünden kolayca fikrinizi belirtin, masalları birlikte iyileştirelim. Yorumlarınız benim için çok değerli 🙂

(4,06)


Yorumu Gönder