Bir varmış, bir yokmuş…
Yeşillikler içinde, çiçeklerin tatlı kokular yaydığı, kelebeklerin nazikçe dans ettiği güzel bir bahçede küçük bir tırtıl yaşarmış. Adı Pütür’müş ve minicik olmasına rağmen çok büyük hayalleri varmış. Güneş ışıkları yaprakların arasından süzülerek ona sıcak bir kucaklama sunarken, bir gün yüksek bir ağacın dalına bakmış ve: “Vay canına! Oraya çıkabilir miyim acaba?” diye düşünmüş.
Tam o sırada, esen hafif rüzgârla dallar hışırdamış ve annesi yanına gelmiş: “Sabır ve azimle her şey başarılabilir, yavrum. Sen güçlü ve kararlısın!” demiş. Pütür heyecanla tırmanmaya başlamış. “Pıt pıt, kay kay!” Küçük tırtıl bazen kaymış, bazen yorulmuş ama pes etmemiş. Ağacın gövdesi pürüzlüymüş, dalları rüzgârda nazikçe sallanıyormuş, ama Pütür’ün içinde büyük bir kararlılık varmış.
Bir yaprağın üzerine vardığında, etrafına bakmış. Aşağıda çimenler yemyeşil serilmiş, sarı papatyalar gülümseyerek ona bakıyormuş. “Anne, buraya kadar gelebildim!” diye sevinmiş. Annesi gülümseyerek: “Harikasın! Küçük adımlar da büyük yolculukların başlangıcıdır.” demiş. Pütür biraz dinlenmiş, gözlerini kapatıp rüzgârın hafif esintisini hissetmiş, sonra tekrar yukarı çıkmaya devam etmiş.
Biraz ileride, kırmızı benekli bir uğur böceği yaprağın üstünde kanatlarını açıp kapatırken ona seslenmiş: “Pütür, neden tırmanıyorsun?” Küçük tırtıl, yukarıdaki parlak güneşe ve rüzgârda salınan yapraklara bakarak: “Güçlenmek ve büyümek için!” diye cevap vermiş. Uğur böceği gülümsemiş: **”Sen gerçekten sabırlı ve azimlisin
Tırmanış uzun sürmüş, ama Pütür hiç vazgeçmemiş. Nihayet ağacın en üst dalına ulaştığında etrafı hayranlıkla izlemiş. Uzaklarda çiçeklerle kaplı tepeler, mavi gökyüzünde özgürce uçan kuşlar varmış. Annesi gururla yanına gelmiş ve: “Gördün mü yavrum? Sabırla ve kararlılıkla her hedefe ulaşabilirsin.” demiş.
Günler geçtikçe, Pütür iyice büyümüş ve sonunda bir yaprağın altına saklanarak kozasına girmiş. Orada, sessizce beklemiş. Annesi ona fısıldamış: “Beklemek bazen zor olabilir ama sonunda seni harika bir değişim bekliyor.” Rüzgâr, dalları nazikçe sallarken Pütür’ün kozası huzur içinde dinlenmiş.
Ve bir sabah, güneş ışıkları kozanın üzerine düştüğünde, içinde bir hareketlenme olmuş. “Pırr!” Pütür kozasını açmış, rengarenk kanatlarını ilk kez gökyüzüne uzatmış. Hafif bir esintiyle kanatlarını çırpmış ve uçmaya başlamış. Göklerde süzülerek, bahçenin her köşesini keşfetmeye hazırmış.
Annesi aşağıdan ona seslenmiş: “Sabır ve azim seni büyüttü, şimdi özgürce uçma zamanı!”
Ve böylece Pütür, azmiyle büyüyen her canlının bir gün kanatlanacağını herkese göstermiş.