Bir varmış, bir yokmuş…Büyülerin, sihirlerin ve perilerin olduğu çok ama çok eski zamanlarda, iyi kalpli yaşlı bir büyücü yaşarmış. Bu büyücü, büyücüymüş olmasına ama aynı zamanda da mucitmiş. Sihri ve bilimi kullanarak çeşit çeşit şeyler icat edermiş.

Uçan arabalardan, duvarın ötesini görmeye yarayan gözlüklere, fakirleri doyuracak bitmeyen yiyeceklerden, çocukları eğlendiren büyülü oyuncaklara kadar birçok farklı şey icat eder. Bu sihirli icatları sayesinde hem insanlara iyilik yapar hem de onları eğlendirirmiş.

Herkes onun bu yeteneğini çok beğenir, yaptıklarını takdir edermiş. Büyücü bir gece aniden uykusundan uyanmış ve icatlarını yaptığı büyü masasının başına geçmiş. Aklına müthiş bir fikir gelmiş.

Geceden sabaha, sabahtan gün batımına kadar çalışmış… Sonra biraz ara verip, yemek yemiş ve çalışmaya devam etmiş. Günlerce evinden çıkmamış. Onu merak eden komşuları, kapısını çalmış. Büyücü, çok eğlenceli ve çok özel bir şey üzerinde çalıştığını söyleyerek onları göndermiş. Günler aylar geçmiş. Herkes büyücünün yeni icadını konuşur ve merak eder olmuş.

Büyücü sihirli kardeşlik kutusu adını verdiği bu icadını kimseyle paylaşmıyormuş.

1.Bölüm:

SİHİRLİ KUTU BİTİYOR

Yıllar yılları kovalamış. Sihirli kardeşlik kutusu nihayet bitmiş. Büyücü, yeni icadını herkese göstereceğini söylemiş ve “yarın tüm halk semt meydanında toplansın” diye haber salmış.

Büyücü, herkesin sihirli kutuyu çok merak ettiğini bildiği için, onu çok güvenli bir yere saklaması gerektiğini biliyormuş. Bunun içinde özel bir sihir kullanmış. Ancak ve ancak eğlenmeyi ve kardeşliğin değerini bilen, kalbi sevgi dolu insanlar kutunun yolunu bulabilirmiş.

Ertesi gün herkes semt meydanında toplanmış ve büyücüyü beklemeye başlamış, ne var ki, epey zaman geçtiği halde büyücü gelmemiş. Sabırsızlıkla bekleyen insanlar büyücünün yolda gelirken hastalanarak öldüğünü öğrenmiş.

 Herkes bu duruma çok üzülmüş ancak yapacak bir şey de yokmuş. 

2.Bölüm:

KAYIP SİHİRLİ KUTUNUN SIRRI

Bazı kişiler, büyücünün icat ettiği sihirli kardeşlik kutusunu aramışlar ama bulabilen çıkmamış.  Zaman böyle akıp geçmiş. O kadar çok zaman geçmiş ki, artık büyücüyü de sihirli kutuyu da kimse hatırlamaz olmuş. Büyücünün yaşadığı kasaba büyümüş şehir olmuş. Binalar yollar yapılmış ve oralara yeni yeni aileler taşınmaya başlamış.

Onlardan biri de Sarp ve Derin adındaki iki kardeşin ailesiymiş. Yeni taşındıkları bu evi çok sevmişler. Sarp çok bilgili ve yakışıklıymış. Aynı zamanda spor yaptığı için de çok güçlüymüş. Derin ise çok zeki, narin ve çok güzelmiş.  

Sarp ve Derin birbirlerini çok severmiş. Hep birlikte oyunlar oynar, ama arada da bu oyunlar yüzünden kavga ederlermiş. Sonra dayanamaz hemen barışırlarmış. Bazen anneleri onlara en çok sevdikleri masal olan Hansel ve Gretel Masalını anlatıyormuş. Her ikisi de bu masalı çok seviyormuş

3..Bölüm:

sihirli bir kutu nasıl açılır?

Sarp ve Derin, bir gün yine odalarında oyun oynarken gizli bir kapı bulmuşlar. Meraklı ve macera seven Sarp hemen gizli kapıdan içeri girmiş ve güvenli olduktan sonra kardeşi Derin’i de yanına almış. Aydınlık parlak taşlarla süslü dar bir geçitmiş burası… Derin ve Sarp el ele tutuşup gizli geçitte ilerlemeye başlamışlar. Bir süre sonra yol aniden bitiveriyormuş. İlerdeki boşlukta asılı bir kutu olduğunu farketmişler ancak oraya gitmek neredeyse imkânsızmış. Sarp, hemen kafasından bir hesap yapmış ve duvarın kenarına ilerleyerek dikkatlice yürümeye başlamış ancak alt taraf oldukça karanlıkmış.

Boşluğa iyice yaklaşmış ve kutu çok yüksekteymiş. Onu almak için adeta örümcek adam gibi tırmanması gerekiyormuş. Sarp tutunabileceği yerlere baktıktan sonra sol eliyle ilk boşluğa tutunmuş ve sağ ayağını hızlıca diğer boşluğa koyarak yerden yükselmiş.  Kutuyu yakalamak için aşağıda bekleyen Derin, abisine dikkatli olmasını tembihlemiş. Sarp, sıkı sıkı tutunduğu duvardan tırmana tırmana öbür duvara geçmiş ve kutuya ulaşmış. Derin aşağıda onu bekliyormuş. Kutunun yere düşmemesi için hırkasıyla hazırlamış. Sarp kutuyu ittirince Derin aşağıdan kutuyu yakalamış.

Kutuyu yanlarına alıp, geçitten geri dönmüşler. Odaya döndüklerinde kutuyu hırkadan çıkarmışlar ve birden kutu değişik renkler çıkararak dönmeye başlamış. Döndükçe havalanıyormuş. Sarp ve Derin gördüklerine inanamamışlar. Kutu rengarenk ışıklar saçıyor harika görünüyormuş. Bunu gören iki kardeş kutuyu almak için atılmışlar ama ikisi de kutuyu kendisi tutmak istiyormuş.

Sarp “Ben alacağım” demiş.

Derin dayanamamış, “Hayır, kutuyu ben tutacağım” demiş. İki kardeş başlamışlar kavga etmeye…

Sihirli kutu birden kararmış ve yere düşmüş. Artık ne bir ışık saçıyor ne de uçuyormuş. Üzerinde de ne bir resim varmış ne de bir düğme… Gri bir kutu ortada öylece duruyormuş.

Sarp ve Derin kutunun neden durduğunu anlamamışlar ve birbirlerini suçlamaya başlamışlar. Dakikalar saatler geçmiş ama kutu hiç bir şey yapmıyormuş. Derin ve Sarp’ta hareketsiz kutuya bakıp kavga etmeye devam ediyorlarmış.

4..Bölüm:

KARDEŞLİĞİN DEĞERİ

O gece kutunun başında uyuyakalmışlar. Sabah ilk Derin uyanmış. Kutu hala öylece duruyormuş. Kutuyu eline almış bakmış hiçbir şey olmamış. Sarp’ı uyandırmış ve “bak senin yüzünden bozuldu, artık çalışmıyor onu bozdun” demiş.

Sarp kutuyu eline almış ve “ ben bir şey yapmadım onu sen bozdun” demiş.

İki kardeş bir türlü anlaşamamışlar ve birbirlerine küsmüşler. Koskoca bir gün boyunca küs kalan iki kardeş çok üzülmüş. Birlikte oyun oynayamadıkları için de çok sıkılmışlar. En sonunda ikisi birden pişman olmuşlar. Birbirlerinden özür dileyip sarılmışlar.

 Tam o sırada bakmışlar ki kutu yeniden ışıklar saçarak havalanıyor. Oldukça bilgili olan ve çok masal kitabı okuyan Sarp, kutunun sihirli bir kutu olduğunu hemencecik anlamış.

Çok zeki olan Derin’de sihirli kutunun abisiyle sarıldığı anda ışıklar saçmaya başladığını çözmüş. İki kardeş el ele verip sihirli kutunun sırrının bulmaya karar vermişler. Derin ve Sarp ışıklar saçan kutuya doğru yavaş yavaş ilerlemişler. Derin abisine “Hadi abi önce sen al kutuyu eline” demiş.

Sarp kutuyu eline almış, kutu ışıklar saçıyormuş ama başka bir şey yapmıyormuş. Sarp, Derin’e “Belki de sen anlarsın, bir de sen bak demiş ve kutuyu Derin’e vermiş. Derin kutuyu eline almış ama kutuda hiçbir değişiklik olmamış. Işıklar saçıyormuş ama başka bir şey yapmıyormuş.

Sonra kutuya birlikte dokunmaya karar vermişler. Derin’in parmakları ve Sarp’ın parmakları kutuya birlikte dokunduğu an birden ışıklar artmış ve bir kapı oluşmuş.

İki kardeş el ele tutuşup kapıdan içeri girmişler. İçerisi bir oyun cenneti gibiymiş. Her yerde oyuncaklar varmış. Binalar Legolardan, atlar Pony’lerden, bulutlar pamuk şekerden yapılmış. Evler barbi bebek evleri gibiymiş. Tüm dünya çocuklar için yapılmış sanki, yollardaki arabalar oyuncak arabalarmış

Sarp kendisine çok güzel bir araba seçmiş ve kapısını açıp  şöför koltuğuna oturmuş. Derin’de abisinin yanına atlamış. Oyuncak  araba  olmasına rağmen oldukça hızlı gidebiliyormuş. Her yeri böyle dolaşabiliriz demişler. Her ev farklı bir oyuna açılıyormuş. Bu diyarda dünyanın tüm oyunları varmış. Sarp ve Derin yorulana kadar gezmişler ve hiç görmedikleri bilmedikleri değişik oyunlar öğrenmişler.

5..Bölüm:

EĞLENCE DİYARI

Akşam olmaya başladığında eve dönme vakti de gelmiş. Sarp kapıya doğru giderken, karşılarında onu güler yüzle bekleyen büyücüyü görmüşler.

Büyücü:

Burası Sihirli Kutunun Kardeşlik Diyarı… Umarım eğlenmişsinizdir. Burası her geldiğinizde yenilenir, siz büyüdükçe burası da büyür ve gelişir. Buraya istediğiniz zaman gelebilirsiniz ama unutmayın, buraya gelebilmenin iki koşulu vardır; Buraya ancak kardeşinizle birlikte gelebilirsiniz ve Sihirli kardeşlik kutusu ancak ve ancak birbirinizle iyi geçinirken çalışır. Kavga ederseniz buraya bir daha asla gelemezsiniz.

İki kardeş büyücünün sözlerini dikkatle dinleyip, böyle eğlenceli ve özel bir yaptığı için teşekkür etmişler. İki kardeş bir ağızdan yine gelmek için sabırsızlanıyoruz demişler ve büyücüye veda edip evlerine dönmüşler.

Sarp ve Derin, o günden sonra her gün ama her gün birkaç saat sihirli kardeşlik diyarına gidiyor ve birbirinden yeni oyunlar bulup birlikte oynuyorlarmış.

Sarp ve Derin kardeşliğin ne kadar değerli bir şey olduğunu anlamışlar ve bir daha hiç kavga etmemişler çünkü oyun diyarında birlikte oyunlar oynamak çok güzelmiş.

Masalda burada bitmiş… Gökten 3 elma düşmüş… Biri bu masalı okuyana, biri yazana  biri de kardeşliğin değerini bilen herkese…