Bir varmış, bir yokmuş… Yemyeşil ağaçların, mis gibi kokan çiçeklerin arasında bir ev ve bu evde yaşayan, sarı saçları güneşte parlayan bir kız yaşarmış. Annesi ve babası onun ismini tam da bu yüzden Altın Saçlı Kız koymuşlar.
Ailesinin evi, çiçeklerle dolu bir bahçenin ortasındaymış, gündüzleri bu evi kuş cıvıltıları, geceleri ise yıldızlar süslermiş. Altın saçlı kız ve ailesi her güne bahçelerinde ki horoz sesi ile uyanırmış. Bu ses, yeni bir günün başlangıcını müjdeliyor gibiymiş.
Bir sabah, Altın saçlı kız uyandığında, çarşafının bir kısmının maviye boyandığını fark etmiş. Önce şaşırmış, sonra dün gece mavi boya ile yapacağı resmin hayalini kurarken uyuyakaldığını hatırlamış. Resim yapmak, onun en büyük tutkusu ve ifade şekliymiş. Her şeyi resim yaparak anlatmayı seviyormuş; resim yapmak, onun için birinci dil gibiymiş. Okulda öğretmeni, gökyüzü temalı bir resim yarışması düzenleyeceğini ve Altın saçlı kızın da katılmasını istediğini söylemiş. Gökyüzü, her gün hayranlıkla izlediği bir şeymiş. Güneşin sıcaklığı, bulutların şekilleri, kuşların uçuşu ve yıldızların ışıltısı ona ilham veriyormuş. Ancak bu yarışma, onun için büyük bir zorlukmuş.
Altın saçlı kız, resim yaparken yaşadığı heyecanı ve aynı zamanda yapamama korkusunu içinde hissetmiş. Gökyüzünün güzelliğini kağıda aktarmanın kolay olmadığını düşünüyormuş. Bu düşünce, onu tedirgin etmiş ve yarışmadan vazgeçmeye karar vermiş.
Annesine bu kararını açıkladığında, annesi onun içindeki korkuları anlamış. Ancak annesi, hata yapmanın, başarısız olmanın korkulacak bir şey olmadığını anlatmış. Ona, her başarısızlığın öğrenme fırsatı olduğunu ve hataların insanları daha güçlü kıldığını söylemiş.
Altın saçlı kız, annesinin sözlerini düşünmüş ve bir karar vermiş. Yarışmaya katılmaktan korkmayacak, hata yapmaktan çekinmeyecekmiş. Hatalarını düzeltebileceğini biliyormuş çünkü annesi ona, her yanlış çizgide onu silebileceği bir silgisi olduğunu da söylemiş.
Özgüveni yeniden kazanmış bir şekilde resmine başlamış. Günlerce çalışmış, her yanlışı silgiyle düzeltmiş ve sonunda gökyüzünün güzelliklerini kağıda aktarmış. Resmi tamamlandığında, annesine gururla göstermiş.
Ertesi gün okula gitmiş ve resmini öğretmenine teslim etmiş. Yarışmayı kazanıp kazanmadığını bilmiyormuş ama artık başkalarının onun resmini görmesinden korkmuyormuş çünkü onun en büyük başarısı, hata yapmaktan ve başarısız olmaktan korkmamayı öğrenmiş olmasıymış.
Altın saçlı kız masalı da burada bitmiş… Peki, Altın Saçlı Kız gökyüzü resmi çizme yarışmasını kazanmış mı? İşte bu sorunun yanıtı sende! Altın saçlı kızın resmi yarışmayı kazanıp kazanmadığını kendi hayal gücünle belirleyebilirsin. Ayrıca, Altın saçlı kızın bu deneyimden neler öğrendiğini ve nasıl büyüdüğünü de düşünebilirsin.
0 Yorum