Bir varmış, bir yokmuş. Zamanların birinde ışıl ışıl parlayan ay ışığının aydınlattığı çok özel bir gece yaşanmış. Gece gökyüzü pırıl pırıl aydınlıkmış ve havada masalsı bir büyü varmış. Ay alabildiğine parlıyor, yıldızlar tüm gökyüzünü kaplıyormuş. Uyku vakti gelen Melinda, yatağına uzanmış, pencereden görünen muhteşem manzarayı izliyormuş. Kocaman bir ay, tüm görkemiyle karşısında duruyor, pırıl pırıl ışığı Melinda’nın odasını aydınlatıyormuş. Melinda, kendisini bu ışıltılı dünyaya çekilmiş gibi hissetmiş. Penceresinden sızan ay ışığı, odasını gümüş bir örtüyle kaplamış.

Huzurlu bir uykuya dalmak üzere olan Melinda, odasına sızan bu ışıkla birlikte yumuşak bir ses duymuş. Penceresinde doğru baktığında Aydede’nin ona seslendiğini fark etmiş.

“Merhaba sevgili Melinda, ben gecelerin hükümdarı ve ışığıyım. Sana bir sır anlatmak ve seni büyülü bir yolculuğa çıkarmak istiyorum. Hazır mısın?” demiş.

Melinda, gözlerine inanamamış ve çok heyecanlanmış. Gözleri parlayarak, “Evet!” demiş. Aydede, onu yanına almak için gümüş bir merdiven oluşturmuş. Gökyüzünden Melinda’nın penceresine kadar uzanan merdiven ışıl ışıl parlıyormuş. Minik kız, heyecan içinde merdiveni tırmanmış ve bir anda kendini Aydede’nin yanında bulmuş.

❤  UZAY MASALLARINI SEVENLERE BİR ASTRONOT MASALI

Aydede uzaktan göründüğünden çok daha büyük ve parlakmış. Melinda, gökyüzünün tepesinde şaşkın şaşkın etrafına bakınırken, Aydede, bilge bir ses tonuyla konuşmaya başlamış. “Bu gece oldukça büyülü bir yolculuğa çıkacağız. Artık büyüdün ve galaksinin sırlarını öğrenme zamanın geldi. Büyülü bir yolcuğa hazır ol! Bu gece seninle birlikte yıldızlar arasında saklanan sırları, uzak galaksilerin öykülerini ve gök taşlarının masalsı maceralarını öğreneceğiz” demiş.

Uyku Getiren Masallar:
Yıldızların Göğüsünde Saklı Sırlar

Melinda, Aydede’nin açtığı ışık dolu yolda gökyüzünün uçsuz bucaksız derinliklerine doğru uçmaya başlamış. Heyecanla uçarken, etraflarını saran sayısız yıldızın içinde adeta kayboluyormuş. Yıldızlar o kadar yakınmış ki, Melinda ellerini uzatsa onlara dokunabileceğini düşünmüş. Aydede, sıcacık ışıklarını saçarak yeniden Melinda’ya seslenmiş  “Bu gece seninle, yıldızların bu göz alıcı dünyasının sırlarını paylaşacağım. Gördüğün bu parlak yıldızlar, aslında çok uzaklardan bize ışıklarını gönderen devasa büyüklükteki gök cisimleridir.” demiş.

Melinda, yıldızların arasında bir o yana bir bu yana keyifle uçarken, o sırada Aydede Melinda’ya bu harika yıldızların oluşumunu, nasıl bir enerji ile yanıp tükendiğini anlatıyormuş;

“Biliyor musun Melinda, yıldızlar hidrojen ve helyum gibi gazlardan oluşur ve onların merkezinde inanılmaz bir sıcaklık vardır. Bu sıcaklık, hidrojen atomlarının birleşip helyuma dönüşmesine ve bu süreçte devasa bir enerji açığa çıkmasına neden olur. İşte yıldızların bu parıltılı ışığı, aslında onların içlerinde gerçekleşen bu harika sürecin bir sonucudur.”

Melinda, yıldızların arasında dans ederken, bazı yıldızların renklerinin diğerlerine göre farklı olduğunu fark etmiş. Aydede gülümseyerek, “Her bir yıldızın rengi, onun sıcaklığı hakkında bize ipuçları verir. Örneğin, mavi yıldızlar, sarı veya kırmızı yıldızlardan çok daha sıcaktır.” demiş.

❤  DÜNYA KLASİKLERİ ➸  FARELİ KÖYÜN KAVALCISI

Gerçekten de koyu karanlık uzay boşluğu aslında bir yandan da rengarenk ışıklarla doluymuş. Gökkuşağının renklerinden bile güzel renk kümeleri görmüşler. Her bir renk en parlak haliyle ışıldıyormuş. Aydede’nin koruyucu ışığıyla birlikte uzayda süzülen Melinda’nın aklında bir sürü soru varmış.

“Peki, Aydede; yıldızlar sonsuza kadar mı yanar, yoksa bir gün ışıkları söner mi?”

Aydede, biraz hüzünlenerek cevap vermiş “Melinda’m, maalesef yıldızların da bir ömrü vardır. Zamanı geldiğinde, yıldızlar da yaşlanır ve sonunda ışıklarını yitirirler. Ancak, bazı yıldızlar ölürken, geride muhteşem bir patlama bırakır ve bu harika ışıklara ‘süpernova’ denir. Bu patlama, yeni yıldızların ve galaksilerin doğmasına vesile olur ve böylece evrenin döngüsü devam eder.”

Büyülü yolculuk devam ederken, göz alıcı bir manzara ile karşılaşmışlar. Önlerine devasa, renkli gaz bulutları ve sayısız yıldızlarla dolu, muazzam bir galaksi belirmiş. Melinda, hemen yönünü değiştirmiş ve o tarafa doğru merakla uçmaya başlamış.

Aydede, hemen arkasından onu takip ediyormuş, “Samanyolu’na hoşgeldin! Bizim bulunduğumuz yer, içinde Güneş Sistemi’nin de bulunduğu, kendi galaksimiz.” demiş.

Melinda, yıldızların bu kadar çok olduğunu bilmiyormuş. Aydede hemen açıklamış: “Ne kadar çok yıldız var değil mi? Ve sadece Samanyolu’nda değil, evrende milyarlarca galaksi bulunuyor ve her biri milyonlarca, hatta milyarlarca yıldızı barındırıyor. Her biri kimi zaman birbirlerine yaklaşıp kimi zaman birbirlerinden uzaklaşarak kendi yörüngesinde dans ediyor.

Melinda, bir süre bu eşsiz güzellikteki galaksi manzarasını seyretmiş. Ardından, biraz daha ilerlediklerinde, karşılarına karanlık, kahverengi bir sürü kaya ve taş kümeleri çıkmış. Hepsi uzayda başı boş şekilde ilerliyormuş.

Melinda, bu garip taşlardan birine dokunmuş ve “Bu nedir Aydede, neden yıldızlar kadar parlak değiller?” diye sormuş.

Aydede, “Bunlar, gök taşları Melinda. Aslında onlar, güneş sistemimizde bulunan ve atmosferimize girdiğinde genellikle yanarak küçülen, taş ve metal parçacıklarıdır. Gördüğün gibi, onlar da kendi başlarına birer harika. Çünkü onlar, uzayın derinliklerinden bize, Dünya’ya ulaşan minik haberciler gibidir çünkü onlar, evrenin ve güneş sistemimizin oluşumu hakkında bize önemli bilgiler verir.” demiş.

Yolculuğun sonlarına doğru Aydede parlak ışıklarını yeniden açmış ve Melinda’yı hızla Dünya’ya doğru uçurmuş. “Sana anlattığım sırları ve gördüğün güzellikleri unutma ve her zaman hayal kurmaktan vazgeçme” demiş “Çünkü hayaller, bizi biz yapan, içimizdeki ışığı canlı tutan geleceğin gerçekleridir”

Melinda, aşağıya, yatağına geri döndüğünde, gözleri parlıyormuş ve yüzünde büyük bir gülümseme varmış.. Aydede ile yaptığı bu sihirli gezi, onun evrene ve onun mucizelerine dair içindeki merakı çok daha fazla arttırmış.

O günden sonra Melinda, her gece yatağına yattığında, Aydede’nin ve yıldızların ona anlattığı masalları, kendi hayalleriyle süsleyip, gözlerini yavaşça kapatmış ve her zaman bu güzel, sırlı macerayı hatırlayarak, tatlı bir uykuya dalmış. Masal da burada bitmiş.

Yazar – Görsel Tasarım: Bahar Saygılıer