Bir varmış, bir yokmuş. Bir zamanlar yemyeşil ve kocaman bir ormanda Winnie adında bir ayı yaşarmış. Winnie’nin yaşadığı orman yüksek ağaçlara, gür ve yoğun bir bitki örtüsüne sahipmiş. Ormanın içinde akarsular, küçük göller varmış. Orman kuşlara, tavşanlara, tilkilere, karıncalara, kelebeklere ve daha birçok hayvana da ev sahipliği yapıyormuş.

Winnie’nin ise en yakın arkadaşları domuz Piglet, eşek Eeyore, baykuş Own, kaplan Tigger, kanguru Roo, Roo’nun annesi olan kanguru Kanga, tavşan ve ormanın yakınlarında yaşayan Christopher Robin’miş.

Günlerden bir gün ormanda bir fırtına çıkmış. Winnie ise arkadaşı Piglet’i görmeye gitmiş. Piglet evinin önünde, elinde süpürgesiyle yaprakları süpürüyormuş. Winnie “Merhaba Piglet.” Diye seslenmiş.

Piglet, Winnie’ye dönüp gülümsemiş ve “Merhaba, Winnie! Ne zamandır gelmedin, seni özlemiştim” demiş. Winnie, Piglet’in yanına yaklaşmış ve onun yanına oturmuş. Fırtınanın etkisiyle rüzgarın çırptığı yapraklar etrafa savrulmuş, ağaçların dalları hışırdıyormuş. Winnie, Piglet’in elindeki süpürgeyi fark etmiş ve merakla sormuş: “Piglet, bu fırtınada yaprakları temizlemek zor olmuyor mu?”

Piglet, küçük sesiyle gülerek cevap vermiş: “Evet, bazen zor olabiliyor ama evin etrafındaki düzeni seviyorum. Birlikte yaşadığımız bu ormanda her şeyin güzel ve düzenli olması için elimden geleni yapmaya çalışıyorum.”

Winnie, Piglet’in ne kadar özenli olduğunu takdirle izlemiş ve “Piglet, sana yardım edebilir miyim?” diye sormuş. Piglet, sevinçle gülümsemiş, “Elbette, Winnie!” demiş.

Rüzgar ise gittikçe daha da sert esmeye başlamış. Piglet ve Winnie yaprakları süpürdükçe, rüzgar onları tekrar dağıtıyormuş. Yapraklar bir türlü kontrol altına alınmıyormuş. Winnie ve Piglet çok yorulmuşlar ve eve gidip dinlenmeye karar vermişler.

Winnie ve Piglet içeri girerken rüzgarın şiddetine bir de yağmur eklenmiş. Yağmur o kadar yağmış ki Piglet’in evinin çatısından damlayan sular, evin etrafında birikmeye başlamış. Piglet, endişeyle evin içinde dolanırken, suyun daha yükseldiğini görmüş. “Şimdi ne yapacağız, tüm su evime doldu.” demiş.

Evde her şey yüzmeye başlarken, Piglet bir şişe bulmuş. İçine “Yardım edin, Piglet” yazılı bir not yerleştirmiş ve notun ormanın yakınındaki evde yaşayan arkadaşları Christopher Robin’e ulaşacağını düşünmüş ve onu penceren biriken suyun içine atmış.

Winnie’nin ise o sırada aklına evin etrafına kum çuvalları yerleştirmek gelmiş. Winnie depodaki kum çuvallarını çıkarmış ve evin etrafına yerleştirmiş. Çatıdan akan sular için de evdeki leğen, kova ve kaseleri kullanmış.

Her şeyi yoluna koyduğunu düşünürken Winnie’nin aklına bal küpleri gelmiş. Winnie, bal küplerinin yağmur altında ıslanıp ıslanmadığını düşünmüş ve hemen evine doğru yol almış. Hızla bahçeye doğru ilerlemiş ve bal küplerinin olduğu köşeye varmış. Yağmurun ballarına hiç zarar vermediğini görmüş ve çok sevinmiş. Ancak Winnie, daha büyük bir yağmur gelme ihtimalini düşünmüş ve bal küplerini daha güvenli bir yere taşımaya karar vermiş. 

Piglet’i daha fazla yalnız bırakmamak için bal küplerini yağmurdan koruyacak yeri hemen bulmalıymış. Derken eski ahırı hatırlamış. “Orası bal küpleri için mükemmel bir yer.” Demiş ve bal küplerini ahıra taşımaya başlamış.

O sırada, Piglet’in bir tavanın için suda sürüklendiğini fark etmiş. Hızla yardım etmek için ona doğru yönelmiş. Ancak ani adım atışı Winnie’nin ayağının kaymasına neden olmuş, dengesini kaybetmiş. Panikle bir şeylere tutunmaya çalışırken, eli bir bal küpüne takılmış ve Winnie, Piglet’i kurtarmaya çalışırken kendisi de suya düşmüş.

Piglet ve Winnie suda sürüklenirken, eşek Eeyore ve Christopher Robin Piglet’in not yazdığı şişeyi bulmuş. Christopher Robin şişeyi açmış ve içinden çıkan notu okumuş: “Yardım! Piglet.” Christopher Robin, notu okuduktan sonra hemen harekete geçmiş. Eeyore ile birlikte Piglet’in evine varmışlar, Piglet’in evde olmadığını görünce, her tarafı su dolan ormanda ilerleyerek Piglet’i aramaya başlamışlar.

Bir süre sonra, suda sürüklenen Piglet ve Winnie’yi görmüşler. Christopher Robin ve Eeyore Piglet ve Winnie’ye yaklaşırken, aniden suyun yüzeyinde dev bir dalga belirmiş. Dalga, bir anda suyun akışını hızlandırmış ve Piglet ile Winnie’yi daha da uzağa sürüklemiş.

Suyun dalgasıyla ortaya ağaç kütükleri çıkmış. Winnie, Piglet ve kütükler suyun yüzeyinde sürüklenirken, ağaç kütüğünün teki Baykuş Own’un evine çarpmış ve onu suya düşürmüş. Christopher Robin bağırmış, “Winnie, Piglet, Own iyi misiniz?”

Winnie, Piglet ve Own nihayet bir toprak parçasına denk gelmiş ve sudan kurtuşmuş. Christopher Robin ve Eeyore heyecanla suyun karşı tarafından onlara doğru ilermiş. Christopher Robin onların yanına vardığında heyecanla “Haydi arkadaşlar, kıyıya ulaştık!” demiş. Winnie, sakin bir şekilde eklemiş, “Evet, sonunda suların üstesinden geldik gibi görünüyor.”

Tüm bunlar yaşanırken, ormanın dışına gezmeye çıkan kaplan Tigger, kanguru Roo, Kanga ve tavşan çıkagelmiş ve olanları büyük bir şaşkınlıkla dinlemiş. Yağmur dinmiş, güneş açmış, sular hafiften çekilmeye başlarken yağmurun neden bu kadar şiddetli yağdığını konuşmaya başlamışlar.

Christopher Robin bir an durmuş etrafına bakmış ve derin bir iç çekmiş. “Evet, arkadaşlar” demiş, “Bu yağmurun şiddeti ve suların yükselmesi bize bir şeylerin yanlış gittiğini gösteriyor. Sanırım bu, dünyamızın karşı karşıya olduğu büyük bir sorunu hatırlatıyor bize: Küresel Isınma.”

Piglet, korkuyla sormuş: “Küresel ısınma nedir, Christopher Robin?”

Christopher Robin, arkadaşlarını sakinleştirmeye çalışarak açıklamış: “Küresel ısınma, dünyamızın atmosferindeki sera gazlarının artması nedeniyle gezegenimizin ortalama sıcaklığının artması demektir. Bu da doğal dengeyi bozar, iklimi değiştirir ve pek çok doğal afeti tetikleyebilir.”

Winnie, üzgün bir şekilde eklemiş: “Yani, bu yağmur ve suların yükselmesi de küresel ısınmanın bir sonucu olabilir mi?”

Christopher Robin başını sallamış. “Evet, Winnie, muhtemelen öyle. Dünya üzerindeki buzulların erimesi ve deniz seviyesinin yükselmesi, bu tür aşırı hava olaylarını artırabilir. Bu da bizim gibi yaşayan canlılar için büyük tehlike oluşturabilir.”

Baykuş Own, ciddi bir ifadeyle konuşmuş: “Belki de bizler, yaşadığımız doğanın daha iyi korunması için daha fazla çaba göstermeliyiz. Doğal dengenin bozulması, hepimizi etkiliyor.”

Christopher Robin, arkadaşlarına dönerek, “Evet, Own haklı. Küresel ısınma ve doğal dengenin bozulmasıyla mücadele etmek için hep birlikte daha dikkatli olmalı, doğamıza daha iyi sahip çıkmalıyız.” demiş.

Arkadaşlar, bu konuşmanın ardından birlikte hareket etmeye karar vermişler. Bir yandan doğal yaşamı korumak, diğer yandan birbirlerine destek olmak için ellerinden geleni yapacaklarmış. Masalın sonunda, Christopher Robin ve arkadaşları, gelecek nesillere daha güzel bir dünya bırakmak için birlikte çalışacaklarına söz vermişler.