GURURLU GÜL VE KAKTÜS

Bir varmış bir yokmuş… Bir zamanlar, uzaklardaki bir çölde, kırmızı parlak yaprakları ve uzun, ince boynuyla göz kamaştıran yabani bir gül yaşarmış. Bu gül, oldukça dikkat çekici ve güzelmiş. Güzelmiş olmasına ama o aynı zamanda çevresindeki diğer tüm bitkilerden çok daha güzel ve zarif olduğunu düşünür. Onlara burun kıvırırmış. Özellikle onun bu güzelliğine kapılıp yanında büyüyen bir kaktüs, onu çok rahatsız etmeye başlamış. Onu çok çirkin buluyor, görmeye bile tahammül edemiyormuş. Oysa kaktüsün ona hiç bir zararı yokmuş. Güzel gül, buna rağmen her gün kaktüse bakarak alay eder ve hakaretler savururmuş. Yakındaki diğer bitkiler, gülün bu davranışını değiştirmeye çalışsa da o, kendi görünüşüne o kadar takılmış ki, başkalarını dış görünüşlerine göre yargılama alışkanlığından vazgeçemiyormuş.

Bir yaz günü, çöldeki sıcaklar dayanılmaz bir hale gelmiş ve su kaynakları tükenmiş. Bitkilerin hepsi bir damla suya muhtaç kalmış, bizim narin gül de, hızla solmaya başlamış. Önce canlı kırmızı rengi gitmiş, sonra harika yaprakları tek tek dökülmüş ve öylece kurumaya başlamış. 

❤  DOĞAYI SEVENLERE (Resimli) ➸ MUTLU PAPATYA MASALI

Artık gülün eski güzelliğinden eser yokmuş. Sıcaklar her gün daha da artarken bir gün yanındaki kaktüsün harika pembe bir kuş yuvası şeklinde bir çiçek açtığını görmüş. Güzel bir kuş oraya gelip konmuş ve çiçeğin içinden su içmiş. Gül, gördüklerini şaşkınlık içinde izliyormuş. Kaktüsün çiçeğine hayran kalmış ve kendi durumundan utanmış ama daha fazla su içemezse ölüp gidecekmiş.

Susuzluktan perişan olan gül utana sıkıla kaktüsten su istemeye karar vermiş. Nazik kaktüs ise gülün bu isteğini hemen kabul etmiş ve kökleri yardımıyla sahip olduğu suyu gülle paylaşmış.

Gül, kaktüs hakkında ne kadar ön yargılı olduğunu anlamış, dayanıklılığını ve ne kadar değerli bir dost olduğunu keşfetmiş. Ayrıca güzel çiçeklerin sadece kendisine has olmadığını da anlamış. Birlikte, çöldeki zorlu şartlarla başa çıkmışlar ve birbirlerine güç vermişler.

Gül, kaktüsün dış görünüşünden öte, kalbinin ne kadar güzel olduğunu görmüş. Artık kimseyi sadece dış görünüşüne yargılamaya karar vermiş. Bu deneyim, güle dostluğun ve gerçek değerin ne olduğunu öğretmiş.

Ve çöldeki bu güzel dostluk hikayesi, bize de dış görünüşe bakmadan insanları anlamamız gerektiğini ve ön yargılı olmanın ne kadar kötü olabileceğini öğretmiş. Masal da burada bitmiş.