Bir varmış, bir yokmuş. Bir zamanlar, Afrika tropiklerinin en geniş vadilerine yayılmış uzak bir köyde göz kamaştırıcı güzellikleriyle ünlü bir bahçe varmış. Bahçe sahibi, dünyanın dört bir yanında topladığı egzotik bitkileri bu bahçede büyütüyormuş. Görenleri hayrete düşüren bahçe, dünyanın en güzel çiçeklerine, en nadide ağaçlarına ev sahipliği yapıyor, türlü türlü meyvelerle dolup taşıyormuş. Bahçenin tam ortasında geniş cam gibi bir havuz varmış ve gökyüzünün tüm güzelliğini bahçeye yansıtıyormuş.

Bu güzel bahçenin en değerli hazinesi ise, orada yaşayan küçük bir bülbülmüş. Bu bahçenin hayranı olan Bülbül, gökyüzünün melodisini bahçenin her köşesine yayarak insanları büyülüyormuş. Onun şarkısı, kalplerde sevgi ve huzur uyandırıyormuş. Bülbül, bahçedeki birbirinden güzel çiçeklerin üstünde uçar, nadide ağaçların arasında daldan dala atlar, gökyüzünü yansıtan cam gibi havuzunda keyif banyoları yaparken harika melodiler yaratırmış. 

❤  FARKLI BİR MASAL KEŞFEDİN ➸ KÜÇÜK DAMLACIK KASABASI: Su masalları

Dünyanın dört bir yanından insanlar bahçeyi görmek için ziyarete gelir, Bülbül’ün sesini duyduklarında ise bahçenin güzelliklerini unutur ve Bülbül’ün sesiyle yankılanan gökyüzünün melodisini dinlemeye başlarlarmış. 

Gel zaman git zaman bu durum bahçe sahibini rahatsız etmeye başlamış çünkü her gün emek harcadığı, özenle baktığı bahçesini kimse görmez olmuş. Oysa her sabah özenle suladığı Afrika Laleleri’nin turuncusu gün batımından güzelmiş, mavi narin yapraklarıyla dikkat çeken pasiflora çiçeği insanın yüreğini okşarmış. Bahçe sahibi her gün bahçesinin güzelliği için durmadan çalışıyormuş ama artık herkes sadece Bülbül’ün şarkılarını dinlemek istiyor, kimse bahçeyi gezmiyormuş.

Bu durumu fark eden bahçe sahibi, bülbülü kafeste tutmaya karar vermiş. Böylece herkes, bülbülün şarkısını sadece bahçe sahibi istediği zaman duyabilecekmiş. Kafeste yaşayan bülbül, bahçenin güzelliğinden, gökyüzünün harika yansımalarından ve doğanın geri kalanından mahrum kalmış. Özgürlüğü elinden alınan ve gökyüzünü göremeyen bülbül, kısa sürede lal olmuş ve tüm melodisi susmuş. Artık bahçede gökyüzünün melodisi yankılanmıyormuş. 

Bahçe sahibi bu durumun ne kadar kötü sonuçlar doğurabileceğini hiç anlamamış. Yeni ziyaretçilerin bahçesine olan övgülerinden oldukça memnunmuş ancak bir süre sonra bahçedeki çiçekler birer birer solmaya başlamış. Bahçe sahibi, ne yaparsa yapsın işe yaramıyormuş. Lalelerin rengi kahverengiye çalmaya başlamış, pasiflora çiçeğinin narin yaprakları tek tek dökülmüş, ağaçlar meyve vermez olmuş. Bahçenin tüm güzelliği solup gidiyormuş.  

❤  FARKLI BİR MASAL KEŞFEDİN ➸ AY IŞIĞINDA UYUMAK

Bir gün, bahçeye bir çocuk gelmiş. Gözleri parlak, kalbi sevgi doluymuş. Çocuk, bahçedeki solmuş çiçekleri görünce oldukça üzülmüş ve içeriye doğru ilerledikçe kafesteki bülbülü görmüş. “Neden bu güzel kuşu kafeste tutuyorsunuz?” diye sormuş. Bahçe sahibi, bülbülün güzelliğini ve sesini sadece kendi istediği zaman paylaşmak istediğini söylemiş.

Çocuk düşünmüş ve sonra şöyle demiş: “Ancak bir kuş özgür olduğunda gerçek güzellikleriyle parlar ve çevresini güzelleştirir. Gökyüzünün melodisi, özgürlüğün sesidir. Bülbül’ü harika şarkılar söylediği için kafeste tutamazsınız.  Lütfen bülbülü serbest bırakın,  böylece onun özgürlüğü fısıldayan gökyüzü melodisi bahçeyi yeniden canlandıracaktır.”

Bahçe sahibi, güzel bülbülüne ve gün be gün solan bahçesine ne kadar büyük bir kötülük yaptığını bu sözlerden sonra anlamış. Çocuğun sözlerini dinlemiş ve bülbülü serbest bırakmış. Bülbül, özgürce gökyüzüne doğru yükselmiş ve yeniden melodisini söylemeye başlamış. Şarkısı, bahçedeki her köşeye tekrar yayılmış. İnsanlar da bülbülün sesini duymaya başladıkları için çok mutlu olmuş. Bahçedeki çiçekler artık hiç olmadıkları kadar parlak ve canlıymış. 

Herkesin mutlu ve memnun olduğunu gören bahçe sahibi, bülbülü kafeste tutmanın yanlış olduğunu anlamış. Ona sahip olmanın değil, onun özgürce var olmasının gerçek huzur olduğunu öğrenmiş.

Bülbül, özgürlüğü ve sevgisiyle bahçede ömür boyu şarkı söylemiş ve bahçe sahibi de insanların kalplerinde unutulmaz bir yer edinmiş. Masala da burada bitmiş.