Bir varmış, bir yokmuş. Bir zamanlar altın sarısı başakların yetiştiği buğday tarlasında, yemyeşil tüyleriyle süzülen bir Tarla Kuşu varmış. Tarla Kuşu her sabah güneşin ilk ışıklarıyla birlikte, buğday başaklarının arasında gizlenen yuvasına bir yumurta bırakarak kuluçkaya yatarmış. 

Günler geceleri kovalamış. Nihayet 18 gün süren kuluçka dönemi sona ermiş, Tarla Kuşu’nun yavruları yumurtan çıkmaya başlamış. Minik tüy yumaklarından oluşan sevimli yavrular, dünyaya merhaba demiş. Yavru kuşlar yumurtadan çıkmışlar çıkmasına ama bu yavruların kanatları uçmaya henüz hazır değilmiş.

Hasat zamanı gelmeden yavrularının uçmayı öğrenmesi ise Tarla Kuşu’nun tek isteğiymiş. Tarlanın yemyeşil görüntüsü giderek sararmış, rüzgar başakları sallandıkça hasat mevsiminin yaklaştığını anlayan Tarla Kuşu endişeyle hasat mevsimini beklemeye başlamış.

Zaman geçtikçe büyüyen yavrularının karınlarını dokurmak için Tarla Kuşu’nun artık daha çok çaba sarf etmesi gerekiyormuş.Onlara bol vitaminli yiyecekler bulması için sık sık gökyüzünün daha uzak diyarlarına yol alıyormuş.

Yiyecek aramaya çıkmadan önce her seferinde yavrularını uyarıyor, “Ey akıllı yavrularım. Tehlikelere karşı uyanık olmalısınız. Eğer tarla sahibi gelirse ona mutlaka kulak verin. Ben gelince bana anlatın ki biz de kendimize bir yol haritası belirleyelim.” diyormuş. Sonrada yuvadan ayrılıp yavruları için yiyecek aramaya koyuluyormuş.

 

Bir gün Tarla Kuşu yuvadan ayrıldıktan hemen sonra, tarla sahibi ve oğlu belirmiş. Tarla sahibi, oğluna “Görüyor musun oğlum, buğdaylar artık hasat için hazır. Dön evimize, komşulara haber sal. Babam, tarladaki ekinleri biçmek için yardım istiyor. Yarın sabah erken saatte, hep birlikte oraklarımızı alıp tarlaya gidelim, imece usulü ekinleri biçelim.” Demiş. Tarla kuşu yavrularını tembihlediği için yavru kuşlar tarla sahibinin ve oğlunun konuşmalarını çok dikkatli bir şekilde dinlemiş.

❤  FARKLI BİR MASAL KEŞFEDİN ➸ TİLKİ VE ODUNCU MASALI

Yuvasına dönen Tarla Kuşu yavrularının telaş içinde olduğunu görünce tarla sahibinin geldiğini anlamış. Heyecanla yavrularına yönelerek “Anlatın bakalım, neler duydunuz?” diye sormuş.  Yavru kuşlar çiftçi ve oğlunun tarlaya geldiğini, ekinleri biçmek için komşularına haber gönderdiklerini ve yarın sabah erken saatlerde tarlanın biçileceğini söylemişler.

Tecrübeli olan Tarla Kuşu, “Endişelenmenize gerek yok, sevgili yavrularım. Yeni bir yuva bulmak için zamanımız var. Ancak ben yuvadan ayrıldığımda, size tembih ettiğim gibi tarla sahibini dikkatlice dinlemeye ve bana anlatmaya devam edin.” Demiş.

Yavrular, annelerinin dediği gibi, ertesi gün sabah erkenden kulakları kesilmiş bir şekilde, tarla sahibi ve oğlunu beklemeye koyulmuşlar. Tarla sahibi, oğluyla birlikte tarlaya gelip buğdaylara tekrar bakmışlar. Çiftçinin oğlu, “Buğdaylar yeterince olgunlaştı, artık beklememeliyiz. Kesinlikle biçmemiz gerekiyor.” demiş. Çiftçi de “Gördün mü bak komşuların yaptığını? Hiç kimse yardıma gelmedi. Akrabalarımıza haber verelim, sabah burada olsunlar da tarlayı biçelim.” demiş ve baba oğul tarladan ayrılmışlar.

❤  FARKLI BİR MASAL KEŞFEDİN ➸ PARMAK KIZ

Yavrular, duyduklarından çok kormuşlar ve endişe içinde annelerinin yuvaya dönmelerini beklemişler. Anneleri Tarla Kuşu yuvaya döndüğünde yavrular korkuyla yaşadıklarını anlatmışlar. Tarla kuşu, “Merak etmeyin yavrularım. Rahatlayın, daha zamanımız var.” Diyerek yavrularını sakinleştirmiş.

Ertesi gün sabahın erken saatlerinde tarla sahibi ve oğlu yine tarlaya gelmiş. Akrabalarının yardıma gelmediğini görünce, çiftçi düşünceli bir şekilde oğluna dönmüş, “Sanırım yanlış bir karar verdik, evladım.” Demiş ve devam etmiş: “Komşulara ve akrabalara bel bağlamamalıydık. İnsanın en güvenilir dostu kendisidir, en büyük düşmanı da. İlk olarak kendi gücümüze güvenmeliydik. Yarın, ailemizle birlikte, orakları alıp tarlaya girelim. Ne kadar zaman alırsa alsın, kendi emeğimizle başlamalıyız.”

Tarla kuşu, yavruları için topladığı en iyi besinlerle yuvasına döndüğünde yavrularının anlattıkları karşısında işin ciddiyetini anlamış ve “Şimdi, gerçekten iş ciddileşti.” Diyerek yavrularının güvenliği ve sağlığı için önde o, ardından da yavruları, yuvalarını terk ederek doğanın nimetlerini keşfe çıkmış.