BEBEK MASALLARI: Cesur minik serçe

Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde; develer tellal iken, pireler berber iken ben annemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken uzak diyarların birinde Anne Serçe ve onun dünyalar güzeli yavrusu Bebek Serçe yaşarmış. Anne Serçe, mavi, turuncu, kırmızı tüyleriyle göz kamaştırırken, Bebek Serçe, mavi, pembe ve sarı tüyleriyle çok güzel görünürmüş.

Her sabah güneş denizlerin ardından ışıl ışıl parladığında Bebek Serçe uyanır, minik gözlerini aralar ve annesine gülümser ve “Cik cik; cik cik” dermiş. Onun sesinin duyan annesi, hemen onun yanına uçar. Ona sımsıkı sarılır, onun misler gibi kokusunu içine çeker ve ve o da bebeğine “cik cik, cik cik” diye karşılık verirmiş.

Bebeğine, “Minik serçem, seninle gurur duyuyorum, her geçen gün daha da büyüyorsun. Her yeni gün, senin için yeni bir macera demek! Gülüşünle dünyayı aydınlatıyorsun, sen her zorluğun üstesinden gelebilirsin. Büyüdüğünde çok cesur olacaksın.” der ve onu sevgiyle sıkı sıkı sararmış.

Minik serçe, annesinin kanatlarının altında çok mutluymuş. Kendini güvende ve huzurlu hissediyormuş. Ailesinin onu çok çok sevdiğini biliyor ve hiç bir şeyden korkmuyormuş. Minik Serçe, yuvasının sıcaklığında annesinin ve babasının yanında özgüvenli bir şekilde büyüyormuş. 

Çiçekler baharın gelmesiyle birlikte renk renk açmış, deniz kumsalın kıyısına vuran dalgalarla dans ediyor, ormanın içinde tüm kuşlar cıvıl cıvıl ötüyormuş. Anne Serçe, o gün bebeğini yanına almış ve ona “Bugün gökyüzünde özgürce uçmayı öğreneceksin” demiş. “Dünyayı tanımak yeni yerler görmek ve kendi kanatlarınla uçabilmek çok harika. Bu dünyada birçok güzellik seni bekliyor. Seni bekleyen bu güzel anları hiç bir zaman kaçırmamalı, hayatı korkmadan yaşamalısın.” demiş ve kanatlarını kocaman açmış. Minik serçe de hemen annesi gibi yeni uzamaya başlayan kanatlarını kocaman açmış.

Anne Serçe, bebeğine korkusuzca uçabilmeyi öğretecekmiş. Minik serçe annesini her zamanki gibi dikkatle dinlemiş. Annesi ona, “Yeni şeyleri öğrenmek bazen zor olabilir ama senin gibi zeki ve cesur bir bebek her şeyin üstesinden gelir. Sana güveniyorum. Her zaman başarabileceğine inanıyorum.” demiş.

Cesur minik serçe, ilk denemede başarılı olamamış ancak yılmamış ve denemeye devam etmiş ve kısa bir süre sonra kendini gökyüzünde özgürce süzülürken bulmuş. Annesi her zaman yanındaymış. Onu koruyor ve güvende hissettiriyormuş.

Birlikte uçsuz bucaksız masmavi gökyüzünde bembeyaz bulutların arasında süzülmeye başlamışlar. Minik serçe, annesinin yanında çok mutlu ve güvende hissediyormuş.

“Görüyor musun Minik Serçe, seninle birlikte gökyüzüne yükselmek, sevgi dolu bir yolculuktur. Annenin yanında her zaman güvendesin.” demiş. Uçtukları yerlerde renkli çiçekler ve neşeli melodiye sahip kuşlarla dolu bir bahçeye varmışlar. Serçe Anne, “Dünya senin için bir sürü sevinç ve keyifli anlarla dolu. Meraklı ve cesur olmalısın.” demiş ve “Benim minik bebeğim, sen hiç merak etme her yeni şeyi keşfederken ben senin yanında olacağım.” diye eklemiş.

Minik Serçe, annesinin yanında çok ama çok mutluymuş. Minik kanatlarını güçlü bir şekilde çırpmış. Rüzgarı hissetmiş. Serçe Anne, “Cesaret senin içinde var. Her zaman korkusuz ve cesur olacaksın. Sen çok başarılı ve çalışkansın. Kendinne güven ve içindeki güce inan. Hayat senin için harika sürprizlerle dolu. Beni her zaman gururlandırıyorsun. Sen harika bir çocuksun” demiş.

Anne Serçe ve Minik Serçe, bir süre daha uçtuktan sonra yuvalarına geri dönmüşler. Bu harika bir tecrübeymiş. Minik serçe, artık uçmayı öğrenmiş. 

Masalın sonunda, Minik Serçe, annesinin  sıcak kollarında tatlı bir uykuya dalmış. Annesi onu sarmalamış ve öpmüş. “Seninle geçirdiğim her an, kalbimde bir şarkı gibi çalıyor. Seni çok seviyorum. Sana olan sevgim, gökyüzündeki yıldızlar kadar çok, engin denizler kadar derin. Annen her zaman senin yanına olacak.” demiş. 

Masal da burada bitmiş.