SAMAN,KÖMÜR VE FASÜLYE
Fasülyenin börülceye dönüşme hikayesini biliyor musunuz? Bu masal hayal gücünüzün sınırlarını zorlayacak. Grimm kardeşlerin klasik masalı, üç neşeli dostun macerasını anlatıyor. Bu eğlenceli masal, minik kalplere yaşamın çok farklı şeylere getirebileceğini anlatıyor.

Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde bir köyde, kendi halinde yaşlı bir kadın yaşıyormuş. Bahçeli, eski bir evde yaşayan kadın o gün, bahçeden bir porsiyon fasülye toplamış. Güzel bir fasülye yemeği yapmak istiyormuş, bunun için şöminesinde biraz ateş yakmış. Ateşin daha hızlı olması için ateşin içinde bir avuç saman atmış, samanları alırken biri yere düşmüş. Fasülyeleri tencereye dökmüş, o sıra da bir tane fasülye de samanın yanına yuvarlanmış. Kısa süre sonra şömineden parlayan bir parça kömür fırlamış ve yanlarına düşüvermiş. 

Saman sıcak kor halinde gelen kömürü görünce biraz yana kaymış. Saman, Kömür ve Fasülye birbirine bakıyormuş. Saman, sessizliği bozmuş “Sevgili dostlar, nereden geliyorsunuz?” diye başlamış söze.

Kömür cevap vermiş: “Ben toprağın altından geliyorum. Senelerce orada rahat yaşadım sonra beni oradan çıkarıp bu şöminenin içine attılar. Ateş ne kadar sıcaktı size anlatamam. İyi ki bir yol bulup kaçtım. Yoksa neredeyse eriyip bitecektim” 

Fasülye, “Ben olgunlaşmamıştım henüz ama yanlışlıkla beni de topladılar. Henüz lezzetli bir yemek olmaya hazır değilim, ben de bir fırsatını bulup kaçtım” demiş.

Saman, “Ben de az kalsın şömineye alev oluyordum, düştüm de kurtuldum” demiş ama sonra tereddüt etmiş “Tüm arkadaşlarım aleve karıştı, belki de öyle daha mutlu oldular, kim bilebilir ki! Önemli olan şimdi buradayım” demiş

Birbirinden çok farklı karakterlere ve özelliklere sahip bu üç kafadar arkadaş derin bir sohbete dalmışlar. Bir süre sonra yaşlı kadın, elinde bir faraşla çıkagelmiş ve yerde duran Saman, Fasülye ve Kömürü süpürerek bahçeye atmış. 

“Şimdi ne yapmalıyız?” diye sormuş Saman, Kömür hemen yanıtlamış: “Bir araya gelmeliyiz. Burada başımıza yeni bir felaket gelmesini önlemek için, gelin birlikte hareket edelim” demiş.

Bu teklif diğer ikisini de memnun etmiş ve hep birlikte yola çıkmışlar. 

Az sonra küçük bir dereye gelmişler ve orada ne köprü ne de yürüyüş yolu yokmuş ve oradan nasıl geçeceklerini bilmiyorlarmış. 

Sonra samanın aklına iyi bir fikir gelmiş ve şöyle demiş: “Ben karşı tarafa uzanacağım siz de benim üzerimden bir köprünün üstünde yürür gibi yürüyebilirsiniz.”

Böylece saman bir kıyıdan diğerine uzanmış. Ateşli bir adam olan Kömür, yeni yapılan köprüye düşünmeden adımını atmış ama aşağıda gürül gürül akan suyu görünce geri dönmüş. Daha ileri gitmeye cesaret edememiş ama bu sıra da kömürün ateşine dayanamayan Saman bir anda alev almış ve dereye düşerek hızla oradan uzaklaşmış. O sırada korkuya kapılan kömür hızla yokuş aşağı yuvarlanmaya başlamış ve uçurumdan kayarak bambaşka bir yere ulaşmış. Tüm bunları gören Fasülye, olduğu yerde kalakalmış. Ne yapacağını bilemiyormuş. Olgunlaşsa, güzel bir yemek olabilirmiş belki ama şimdi evden çok uzakta onu kimsenin bulamayacağı bir tepede öylece duruyormuş. Sıkılmaya başlamış ve sonra öylece durdukça çok daha fazla sıkılmış.  Sonunda o kadar çok sıkılmış ki, sıkıntıdan patlamış. O sıra da oradan geçmekte olan bir terzi sıkıntıdan patlamış olan Fasülye’yi görmüş. Şefkatli bir kalbe sahip olan terzi, bir iğne ve bir iplik çıkarmış ve minik Fasülye’yi dikmiş. Ancak siyah iplik kullandığı için Fasülye’nin dikiş yerleri siyah olmuş. Fasülye, siyah ipleriyle çok daha güzel görünüyormuş. Tamamen yenilenmiş gibi hissediyormuş. Terziye içtenlikle teşekkür etmiş. Terzi kadın, bu siyah dikişli miniği çok sevmiş ve ona “Börülce” diye seslenmeye başlamış. Börülceyi yanına alarak onu bir toprağa ekmiş. Toprağın altında filizlenip büyüyen Börülce için artık yepyeni bir hayat başlamış. Ayrıca artık kendisi gibi siyah izleri olan bir çok kardeşe sahipmiş. O zamandan bu yana tüm börülceleri, diğer fasülyelerden ayıran siyah izleri olmuş. Bu eğlenceli masal da burada bitmiş. 

Bir zamanlar, uzak bir köyde, üç arkadaş yaşarmış: Saman, Kömür ve Fasulye. Bu üç arkadaşın her biri farklı özelliklere sahipti. Saman yumuşak ve hafif bir ruha sahipti, Kömür sıcak ve güçlüydü, Fasulye ise sulu, neşeli ve renkliydi.

Bir gün, bu üç arkadaş birlikte ormanda yürümeye karar verdiler. Yolda giderken, bir dere kenarına geldiler. Dere suyun içinde yavaşça akıyordu. Fasülye, bu güzel manzarayı seyretmeye daldı. Hemen önünde ufak bir su birikintisi duruyordu. Güneşin ışınlarını yansıtan su birikintisinde kendisini görünce şaşırıp kaldı ve tam o sırada dengesini kaybedip suya düştü. Suya değince hemen ıslanmaya başladı. Saman, sudan çıkamayacak kadar ıslanınca, üzgünce konuştu: “Ah, ne yapacağım ben şimdi?”

Tam o sırada, yanlarına Kömür geldi. Kömür, arkadaşının durumunu gördü ve hemen güneşin yardımıyla kendini ısıtarak yanmaya başladı. Sonra Fasülye’nin düştüğü su birikintisinin içine atladı. Kömürün sıcaklığıyla su buhar olup gitti ve kurtardı. Saman minnettar bir şekilde, “Teşekkür ederim, Kömür. Senin sıcaklığın olmasaydı çürümüş olurdum,” dedi.

Üçü birlikte yürümeye devam ettiler ve biraz ileride ateşin yanında dinlenmeye karar verdiler. Saman, ateşin rengini ve parlaklığını hayranlıkla izliyordu. Ateşin yanına oturduğunda alev almaya başladı. “Oh hayır, ne yapacağım şimdi?” diye üzüldü.

Fasülye hemen yanına gelip, “Merak etme, Saman. Ben sana yardım ederim,” dedi. Fasülye, içindeki suyu kullanarak samanı söndürdü. Saman minnettar bir şekilde, “Teşekkür ederim, Fasülye. Senin gücün olmasaydı şimdiye yanıp kül olmuştum” dedi.

Üç arkadaş tekrar yürümeye başladı ve bir çiftçinin tarlasına geldiler. Çiftçi tarlasını sürüyordu ve toprağı hazırlıyordu. Fasulye, toprakta renkli ve canlı bir şekilde büyüdüğünü gördü ve heyecanlandı. Ancak rüzgar Fasulye’yi tarladan koparıp uzağa savurdu. “Ah, nereye gidiyorum ben şimdi?” diye çaresizce sordu.

Bu sefer Saman hemen yanına geldi. Fasulye’yi rüzgardan korumak için etrafını sardı ve onu yakaladı. Fasulye minnettar bir şekilde, “Teşekkür ederim, Saman. Senin hafifliğin olmasaydı uçup gitmiş olurdum,” dedi.

Üç arkadaş, birbirlerine yardım ederek, zorlukları aştılar ve birlikte mutlu bir şekilde yolculuklarına devam ettiler. Artık ne Saman, ne Kömür, ne de Fasulye yalnızdı. Birbirlerinden ne kadar farklı olsalar da birlikte olduklarında, her birinin özellikleri birbirini tamamlıyordu.

Ve böylece, üç arkadaşın dayanışması ve yardımlaşmasıyla masal sona erdi. Unutmayın, gerçek dostlar birbirlerine yardım ederler ve birlikte daha güçlü olurlar.

0 Yorum
Bir İçerik Gönder

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir