Masal’ın Serüvenleri 1. bölüme buradan ulaşabilirsiniz. Masal, köpeğini beklerken sabretmeyi öğrendi ve neredeyse 3 ay geçti, Peki Masal, köpeğine kavuşabilecek mi? İşte Masal’ın Serüvenleri 2. bölüm başlıyor. 

Masal annesinin onu öpmesiyle uyandı o sabah. “Günaydın Masalcım.” dedi annesi ona sarılarak. Masal da annesine sevgiyle sarıldı ve “Günaydın annecim” dedi.

Annesi “Masalcım doğum gününe tam bir hafta kaldı. Haftaya bugün doğum günün” dedi.

Masal sevinçle “Yaşasınnnnn, yarın mı yani ?” diye sordu.

Annesi “Hayır yavrum . Bir hafta tam yedi günden oluşur. Haftaya bugün demek yedi gün sonra demektir . Bu gün günlerden Pazar sonra pazartesi, Salı, Çarşamba, Perşembe, Cuma, Cumartesi günleri var. Öyleyse haftaya Pazar günü senin doğum günün” dedi

Masal “Offfff aylar, haftalar, günler ve birde isimleri. Biraz karışık geldi bana” dedi.

Annesi “Zamanla öğrenirsin Masalcım. Örneğin yarın sabah uyandığında bir gün geçmiş olacak  ve geriye altı gün kalacak doğum gününe. İstersen duvardaki resim tahtana, her uyandığın sabah bir güneş resmi yapalım. Böylece daha güzel anlamış olursun” dedi. Masal annesinin bu fikrini çok sevmişti. Birlikte tahtaya bir güneş resmi yaptılar.

Her gün uyandığında bir güneş resmi çiziyordu. Son gece yani tahtada altı güneş resmi olduğunda uykuya dalmakta çok zorlandı. Çok heyecanlıydı çünkü yarın doğum günüydü ve yavru köpeği de geliyordu. Sonunda köpeğiyle ilgili hayaller kurarken mışıl mışıl uykuya daldı.

Rüyasında bir köpek havlıyordu ve masalı kovalıyordu. Gözlerini açtı, annesiyle babası başucundaydılar ama bir köpek sesi duyuyordu hala. Bir de ne görsün; Babasının kucağında çok tatlı,çok şirin,çok küçük ama uzun kulaklı bir köpek duruyordu.Sevinç çığlıklarıyla yataktan fırladı.

Babası, “Al bakalım Masalcım ,bu senin köpeğin.Birlikte büyürsünüz artık onunla..Doğum günün kutlu olsun yavrum” dedi. Masal yavru köpeği kucağına aldı ve onu okşamaya başladı.

Annesi, “Masalcım seninle gurur duyuyorum. Çok güzel, sabırla bekledin köpeğinin geleceği günü. Doğum günün kutlu olsun yavrum” dedi ve Masal’ı öptü.

Çok tatlı minik kahverengi bir köpekti bu, Masal köpeğini çok sevmişti. Hemen onun için aldığı kalpli tasmayı taktı. Mama kabına yiyecek, su kabına da su koydu. Annesi “Hep birlikte kahvaltıya yapmaya içeriye gidelim. Köpeğini bahçeye çıkaralım, biraz dolaşsın, ortamı tanısın. Kahvaltıdan sonra birlikte oynarsınız.” dedi.

Masal, kahvaltısı biter bitmez bahçeye koştu. Bir de ne görsün! Yavru köpek çimlerin üzerine yüzükoyun yatmış ve dört patisini de dümdüz uzatmış. Masal şaşkınlıkla bakakalmış onun yatış şekline.“Aaa paspas gibi yere serilmiş, yatmış” dedi kendi kendine. Ve işte tam da o an köpeğine ne isim koyacağını buldu.

Adı Paspas olacaktı köpeğinin. Koşarak anne ve babasının yanına gitti ve “Annecim babacım köpeğimin adını buldum.Onun adı Paspas oldu” dedi. Babasıyla annesi bu isme çok güldüler ve “Neden Paspas?” diye sordular. Masal da onlara pencereden çimlerin üzerinde yatmakta olan köpeğini gösterdi. “Bakın, Paspas gibi yere serilmiş yatıyor çünkü” dedi.

 Annesi ve babası da bu ismin ona çok uygun olduğunu söylediler ve Paspas’ın yatış şekline çok güldüler.

Masal kırmızı topunu alarak Paspasın yanına gitti ve topu ona doğru fırlattı. Paspas topu görür görmez koşmaya başladı ve topu ağzıyla yakalayıp Masal’a götürdü. Bu oyunu tekrar tekrar sürdürdüler ve çok eğlendiler. Sonunda her ikisi de yorgun düştüler ve çimlerin üzerine yattılar. Ne var ki Paspas rahat durmuyor, kah Masal’ın üstüne çıkıyor kah saçlarından çekiştiriyordu.

Annesinin sesiyle yattığı yerden kalktı.Annesi onu içeriye çağırıyordu.

Masal içeriye girdiğinde bir de ne görsün! Masanın üstünde çok güzel bir pasta duruyordu. Annesi mumları da yakmıştı.” Haydi bakalım Masalcım dilek dile ve mumları üfle “dedi. Masal içinden bir kardeşim olsun diye dileyerek mumları üfledi. Sonra masaya oturdular. Çok güzel portakal suyu içerek pastalarını yediler ve sohbet ettiler.

Babası, “Masalcım hayvanları çok sevdiğini biliyorum.Paspası da çok sevdin ancak sevmek yeterli değildir. Sevdiğimiz zaman sevdiklerimizle ilgili sorumlulukları da almalıyız. Onların maddi manevi gereksinimlerini karşılamalıyız. Sen de Paspas’ın beslenmesini ve bakımını üstlenmelisin. Onun yemeğini, suyunu düzenli vermelisin yavrum” dedi.

Masal “Tamam babacığım, ben her gün Paspas’la ilgileneceğim” dedi. Annesi “Ayrıca tüm hayvanları sevmeli ve gücümüz yettiğince onlarla da ilgilenmeliyiz. Sokaklara su kabı koyarak yaz aylarında susuz kalmalarını önlemeliyiz. Kış aylarında, karlı günlerde bazı yerlere yiyecekler koymalıyız.” dedi.

Masal bahçede gördüğü diğer hayvanları düşündü. Karıncaları, kelebekleri , tırtılları, kuşları, salyangozları. Onların beslenme alanları bahçeleriydi. Bahçedeki çiçekler, otlar, ağaçlar, yapraklar. “O halde bahçemize güzel bakarak ilgilenirsek hayvanlarla da ilgilenmiş oluruz.” diye düşündü. Her şeyi çok seviyordu. Hayvanları, ağaçları, çiçekleri, böcekleri ve artık Paspas sayesinde sevmenin sorumluluk almak olduğunu da öğrenmişti.

Masal’ın serüvenleri 2 bölüm de burada bitti ancak tabi ki Masal ve Paspas’ın maceraları bitmedi. Masal’ın serüvenleri 3. bölümde görüşmek üzere….