Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde; pireler berber, develer tellal iken, zamanın birinde büyük bir krallığın küçük sakin bir köy varmış. Bu köyde her Pazar ve Salı günleri semt pazarı kurulur. Tüm halk alışverişini bu güzel semt pazarından yaparmış. Zekası ve dürüstlüğü ile bilinen bizim Keloğlan’da bu pazarda meyve satıyormuş.

Pazarın olduğu günlerde erkenden uyanır, tarlasından topladığı tazecik meyvelerini alır ve pazara gidermiş. Keloğlan tüm meyvelerini özenle parlatır, tezgahına dizer, tartısını düzgünce ayarlar ve işine koyulurmuş.

Pazarın en güzel meyveleri Keloğlan’ınkilermiş çünkü çalışmayı çok seven Keloğlan meyve bahçelerinden ve bağlardan en dolgun, en sulu meyveleri toplarmış. Çürük meyveleri ise daha sonra gübre yapabilmek için bir kenara ayırırmış. Tezgahı dolduran portakal, limon, elma, armut, üzüm ve ayvaları gören köylülerin iştahı kabarır, Keloğlan’ın tezgahında kuyruk oluştururmuş. 

❤  MUCİZELERE İNANMAK İÇİN ➸ SİHİRLİ MASALLAR 

Pazarda herkes Keloğlan’ı çok seviyormuş ancak pazardaki satıcılardan biri onun bu başarısını çok kıskanıyormuş. Bu kıskanç pazarcı, Keloğlan gibi özenle çalışmaz, her zaman kısa yoldan para kazanmak istermiş. Bu nedenle bazen sattığı meyvelerin altına çürükleri yerleştirir, bazen tartıyla oynar bazen de para üstünü yanlış vererek sürekli insanları kandırmaya çalışırmış ve tabi ki bunun sonucunda da ondan bir kere alışveriş yapan biri bir daha asla ona gitmezmiş.

Yine günlerden bir gün, Keloğlan güzelce satışlarını yaparken, kıskanç pazarcı da onu izliyormuş. Kendisi bir türlü satış yapamadığı için Keloğlan’a sinir olmuş ve aklına hemen bir oyun gelmiş.  Keloğlanı oyalamak için ona yaklaşıp, “Keloğlan, benim terazim bozuldu galiba, bir bakar mısın?” demiş. Keloğlan yardımsever bir şekilde kabul etmiş ve kıskanç pazarcının tezgahına gitmiş.  Keloğlan, pazarcının terazisini kontrol etmiş ve gevşemiş  bir vide olduğunu fark etmiş. Eline bir tornavida alarak gevşemiş olan vidayı bir güzel sıkmış. Bu sırada kıskanç pazarcı, Keloğlan’ın terazisini bozmak için fırsat kolluyormuş. İşini güzelce bitiren Keloğlan “Komşu, terazin bozuk değil, sadece vidası gevşemiş. Ben düzelttim. Artık kullanabilirsin.” demiş.  

Kıskanç tüccar şaşkın bir şekilde teşekkür etmiş ve kendi tezgahına dönmüş. Bu arada pazarda dolaşan kralın zabıtaları, tezgahları kontrol edip mal çalanları cezalandırmakla görevliymiş. İlk olarak kıskanç tüccarın tezgahını denetlemişler ve her şeyin yolunda olduğunu düşünerek geçmişler. Ardından sıra Keloğlan’ın tezgahına gelmiş. Keloğlan gururla beklemiş, çünkü pazarda en düzenli ve kaliteli tezgah ona aitmiş. 

Zabıtalar, Keloğlan’ın tezgahını beğenmiş ve tam not vermişler ancak terazinin kontrolü sırasında bir sorun fark etmişler; terazi, gereken ağırlıktan 75 gram fazla ölçüyormuş. Zabıtalar, hemen ceza kesmişler. Keloğlan, ne olduğunu anlayamamış, ödemek zorunda olduğu ceza neredeyse bir yıllık kazancına eşitmiş. Keloğlan, ona verilen cezayı ödeyemeyince onu padişahın huzuruna çıkartmak üzere saraya götürmüşler.

❤  FARKLI BİR MASAL KEŞFEDİN  ÇİZMELİ KEDİ MASALI OKU

Keloğlan, henüz sabah kontrol ettiği terazisinin nasıl olup da bozuk tartmaya başladığını bir türlü anlamamış. Gardiyanlarla birlikte sarayın yolunu tutan Keloğolan, yol boyunca bu düşünmüş ve nihayetinde komşusunun ona oynadığı oyunu anlamış.

Padişahın huzuruna çıktığında her şeyi tek tek anlatmış. Onun sözlerini dikkatle dinleyen adaletli padişah, “Keloğlan, iyi güzel söylüyorsun ancak sadece senin sözüne nasıl güvenelim. Bu olay için bir kanıtın var mıdır?” diye sormuş. Keloğlan, padişahın haklı olduğunu biliyormuş, bir süre düşündükten sonra nihayet bir yanıt bulmuş. “Saygıdeğer padişahım, bir kere hile yapan bir kez daha yapacaktır. Pazarcı bugün kontrolün bittiğini düşünüyor bu nedenle terazisinin ayarını yeniden bozmuş olmalı. Şimdi yeniden bir kontrol yaparsanız haklı olduğumu göreceksiniz” demiş. Padişah, Keloğlan’ın dediği gibi ikinci bir kontrol yapmakta bir sakınca görmemiş ve derhal adamlarını kıskanç pazarcının tezgahına göndermiş.

 

❤  YENİ BİR MACERA SEÇ EN İYİ KELOĞLAN MASALLARI

Semt pazarına ani bir kontrol için gönderilen zabıtalar,  yaptıkları kontrolde kıskanç pazarcının terazisinin tam 150 gram fazla tarttığını fark etmişler ve hemen dönüp padişahı bilgilendirmişler. Padişah, hemen Keloğlan’ı affetmiş ve kıskanç pazarcı ise yüklü bir ceza almış ve aklı başına gelinceye kadar pazarcılık yapması yasaklanmış. Keloğlan bir kez daha zekası ve iyi niyeti sayesinde başının belaya girmesinden kurtulmuş. Kendini iyi ifade etmenin ne kadar önemli olduğunu anlamış. Keloğlan ve kıskanç pazarcı masalı da burada bitmiş.