PARLAMAKTAN YORULAN KÜÇÜK YILDIZ
Bir varmış, bir yokmuş… Uçsuz bucaksız gökyüzünde binlerce yıldız yaşarmış. Kimi büyük, kimi küçük, kimi parlak, kimi ise hafifçe ışıltılı… Bunların arasında minik, neşeli ve ışıl ışıl bir yıldız varmış. Adı Pırıl’mış.
Pırıl, gökyüzünde parlamayı çok severmiş. Her gece arkadaşlarıyla dans eder, dünya üzerine ışıklar saçarmış. Ama bazen çok yorulurmuş. Çünkü her gece en parlak o olmak istiyormuş. Öyle çabalıyormuş ki ışığını daha da büyütmek için, bazen uyumayı bile unutuyormuş ancak Pırıl içindeki enerjinin tükendiğini fark edememiş.
Bir gece, rüzgâr gökyüzünde hafif hafif eserken Pırıl kendini çok ama çok yorgun hissetmiş. Göz kapakları ağırlaşmış, ışığı da sönmeye başlamış ama yine de uyumak istemiyormuş. İçinde bir korku varmış “Ya parlamazsam? Ya beni göremezlerse?” diye düşünmüş.

❤ FARKLI BİR MASAL KEŞFEDİN ➸ BEBEK MASALLARI: Anne Sevgisi
Tam o sırada bilge Ay Dede ona tatlı bir gülümsemeyle bakmış:
“Sevgili Pırıl, parlamak güzeldir ama dinlenmek de gerekir. Aslında en güzel ışık, en huzurlu uykudan sonra doğar.”
Pırıl şaşırmış. “Ama Ay Dede, ben her zaman ışıl ışıl olmalıyım! Yoksa dünya beni unutur!”
Ay Dede nazikçe gülümseyerek cevap vermiş:
“Herkesin dinlenmeye ihtiyacı vardır, sevgili minik yıldız. Gökyüzü senin hep burada olduğunu biliyor. Gözlerini kapat, rüyalara dal. Göreceksin ki en güzel ışık, en huzurlu uykunun ardından gelir.”
Pırıl bu sözleri düşünmüş, uykusuzluğun getirdiği yorgunlukla Ay Dede’nin haklı olduğunu anlamış. Gözlerini usulca kapatmış ve tatlı bir uykuya dalmış.

Pırıl, uykusunda kendini bulutların arasında süzülürken görmüş. Bulutlar pamuk gibi yumuşakmış, yavaşça dalgalar gibi hareket ediyorlarmış. Bir bulut, ona dostça sarılıp fısıldamış: “Uyku dinlenmek için en güzel armağandır.”
Gökyüzü sanki kocaman bir battaniye gibi onu sarmış, rüyalarını daha da güzel yapmış. Hafif bir melodi gibi yıldız tozları etrafa yayılmış. Rüzgâr ona tatlı bir ninni fısıldamış:
“Uyku en güzel dinlenme,
Işığın parlar yeniden,
Rüyaların huzur getirir,
Gökyüzü seni bekler.”
Pırıl uyandığında kendini hiç olmadığı kadar güçlü ve ışıl ışıl hissetmiş. Artık ışığı sadece parlamıyor, gökyüzünde dans ediyormuş. Onun bu ışıltısını fark eden diğer yıldızlar hayranlıkla bakmışlar. “Pırıl, ışığın hiç olmadığı kadar parlak! Ne kadar güzel parlıyorsun!” diye fısıldaşmışlar.
Pırıl heyecanla gökyüzünde süzülmüş, ışığını dünyaya daha da güçlü bir şekilde göndermiş. Ve o an, içinde yeni bir güç hissetmiş. Artık sadece ışık saçmakla kalmayacak, gökyüzünde kayan yıldız olup dilekleri de gerçekleştirebilecekmiş! Bu düşünce onu daha da mutlu etmiş. Parlayan ışığıyla süzülerek gökyüzünde kaymış ve minik bir çocuğun içtenlikle dilediği güzel bir dileğin gerçekleşmesine yardımcı olmuş.
“Gerçekten de en güzel ışık, en tatlı uykudan sonra doğuyormuş” diye fısıldamış.
Ve o günden sonra Pırıl, her gece biraz parlayıp biraz da dinlenerek ışığını daha güzel yaymaya devam etmiş çünkü artık biliyormuş ki her yıldızın, tıpkı minik çocuklar gibi, bazen uyuyup güç toplaması gerekiyormuş…
Gökyüzü her zaman oradaymış. Ve yıldızlar, tıpkı senin gibi, tatlı rüyalara dalabilirmiş.
Tatlı rüyalar…



(3,92)


Yorumu Gönder