HİÇ UYUMAYAN BAYKUŞ NASIL UYUDU?

Bir varmış bir yokmuş…  Bir zamanlar, büyülü bir ormanın derinliklerinde, kuş sesleriyle dolu, rengarenk çiçeklerin açtığı bir dünya varmış.

Bu orman sadece ağaçların değil, aynı zamanda tüm varlıkların birbiriyle uyum içinde yaşadığı, gizem dolu bir sığınağa benzermiş.

Rüzgarın hafifçe esip yaprakların fısıltısını taşıdığı, güneş ışığının dallar arasından süzülerek toprağı öptüğü bu güzel orman, gündüzleri çok hareketliymiş. Güneş ağaçların arasından kendini gösterdiğinde önce kuşlar uyanır, cıvıldamaya başlar, sonra tavşanlar yer altındaki yuvalarından çıkar etrafta oynamaya başlarmış. Ceylanlar etrafta salına salına yürürken, çeşit çeşit kelebek onları takip edermiş. Bazen bir kaç tilki etrafta koşuşturma oynar, bazense kocaman pençeleri olan iri bir ayı etrafta gezinir yiyecek bir şeyler ararmış. 

 

Güneş battığında ise yorgun düşen hayvanlar yavaş yavaş yuvalarına çekilir, güzel bir güne uyanmak için tatlı rüyalarla dolu güzel bir uykuya dalarmış.

Tüm orman sessizliğe bürünürmüş ancak bu derin sessizliğin içinde sadece tek bir kuşun sesi duyulmaya başlarmış. Kocaman kafası, büyük gözleri olan tatlı baykuş Nino! 

 

 

O dünyanın en sessiz uçan kuşuymuş, birbirinden güzel özellikleri varmış ama uykusuzluk sorunu onu çok üzülüyormuş. Bu nedenle hiç arkadaşı da yokmuş.  Gece boyu ormanda bir o yana bir bu yana uçar, en sonunda bir dala tüner dolunayı izlermiş. Hiç uyumayan baykuş Nino, uzun geceler boyunca arkadaşlarının uyanmasını beklerken çok sıkılıyormuş. Dolunaya bakmaktan başka yapacak hiç bir şey yokmuş. 

❤  NEDEN KORKARIZ?  KORKAK TAVŞAN VE FİL MASALI

Nino tüm gece boyunca gözleri açık bir şekilde sessizce otururmuş. Sessiz gece bitmek bilmiyormuş. Saatler hiç geçmiyor gibiymiş. Nino, bu nedenle gündüzler çok yorgun oluyor ve yine arkadaşlarıyla oynayamıyormuş.

Yine bir gece ağaçta yalnız başına oturup duran Nino, bu duruma bir çare bulmaya karar vermiş. Nasıl güzel bir uyku çekeceğini öğrenmesi gerekiyormuş. Kocaman kanatlarını açmış ve doğruca ormanın kadim ağacına doğru yola çıkmış.

Ormanın en yüksek noktasında binlerce yıldır yaşayan kadim ağaç her konuda bilgi sahibiymiş. Baykuş nino, sessizce uçarak tüm ormanı geçmiş ve sonunda kadim ağacın yanına gelmiş.

Kadim ağaç, gecenin bir yarısı gelen bu davetsiz misaferi nezaketle karşılamış. İri dallarından birini ona uzatmış.

“Gel bakalım Nino, kimse gecenin bir vakti buraya kadar gelmez. Söyle bakalım nedir derdin?” diye sormuş.

Baykuş Nino, ona derdini anlatmış. Onu dikkatle dinleyen Kadim ağaç  “Şu yumuşak yapraklarıma sarıl bakalım seninle uyku getiren sihirli bir maceraya çıkalım. Sana huzurlu bir uykuya dalmanın en gizli sırlarını öğreteceğim” demiş.

 

Baykuş Nino heyecanla Kadim ağacın önerisini kabul etmiş ve büyük ağacın yumuşak yapraklarına sarılmış. Kadim ağaç, Nino’ya anlatmaya başlamış:

“Güzel bir uyku çekmenin ilk kuralı, kendin için rahat bir yatak hazırlamaktır. Ormanın en yumuşak yapraklarını topla, sihirli kadife ağacı bu konuda sana yardımcı olacaktır. İkinci kural, uyku kokusunu içine çekmektir. Derin bir nefes almalı ve gecenin sana sunduğu uyku kokusunu duymalısın. Bunun için mor uyku çiçeğinden yardım isteyebilirsin. Üçüncü ve en önemli kural ise gözlerini kapatmak ve kendini uykunun kollarına bırakmayı bilmektir. Bunun için gökyüzünün yüce samanyolu kardeşlerine git,  onlar sana nasıl yapacağını anlatacaktır. Bu üç kuralı uyguladığında güzel bir uyku seni bekliyor olacak.” demiş.

Kadim ağaca teşekkür eden Nino, onun söylediği kuralları unutmamak için içinden tekrarlaya tekrarlaya uçmaya başlamış. İlk kural için sihirli kadife ağacına gidecekmiş. Oraya vardığında kadife ağacı derin bir uykudaymış, Baykuş Nino, nazik ve kısık bir sesle ona seslenmiş

“Sevgili kadife ağacı, uyan lütfen yardımına ihtiyacım var.”

Sihirli kadife ağacı iç çekerek güzel uykusundan uyanmış. Dallarındaki güzel çiçekleri şöyle bir sallamış. Gecenin bir yarısı uyandırılmak onu pek mutlu etmese de nazikçe Nino’yu dinlemiş ve yardım etmeyi kabul etmiş. Onun için en yumuşak çiçeklerinden bir demet yapmış ve gece kuşuna uzatmış. “Al bakalım, bu yumuşacık çiçekler senin için harika bir yastık olacaktır.” demiş.

❤  TÜM MASALLARIMIZA GÖZ ATIN   MASAL OKU

Nino, oradan doğruca mor uyku çiçeğinin olduğu geniş ovalara doğru uçmaya başlamış. Bu gece bitmeden güzel bir uyku çekmeye kararlıymış. Mor uyku çiçeklerinin olduğu yere geldiğinde duyduğu muhteşem koku onu çok huzurlu hissettirmiş. Bu kokuyu ilk defa duyuyormuş. Bu uykunun kokusu olmalı demiş içinden. Şaşırtıcı şekilde şimdiden uykusu gelmişmiş. Bir an önce evine dönüp uyumak istiyormuş ancak önce bu kokuyu nasıl yanında götüreceğini öğrenmeliymiş.

Mor uyku çiçeğini uyandırarak ondan yardım istemiş. Uyku çiçeği, Nino’ya “Merak etme!” demiş, “Bizim muhteşem kokumuzu bir defa duyduğunda onu sadece düşünmen yeterli. Kokumuz bir anda burnuna gelecektir. Ovanın üzerinden geçerken derin bir nefes al ve kokuyu içine çek.”

Nino buna çok şaşırmış acaba gerçekten sadece düşünerek bu kokuyu yeniden duyabilecek miymiş?  Denemeye değer diyerek derin bir nefes almış ve oradan uzaklaşmış.

Sadece üçüncü kural kalmış. Gökyüzündeki samanyolu kardeşlerini ziyaret etmek en zoruymuş. İyice yükselmesi ve yıldızların yanına uçması gerekiyormuş.

Hiç uyumayan baykuş Nino, var gücüyle gökyüzüne doğru kanat çırpmaya başlamış. Bir süre uçtuktan sonra yıldızların en güzelleri olan samanyolu kardeşlerine ulaşmış. Her yer ışıl ışılmış. Yıldızlardan birinin üzerine konmuş. Bunu daha önce hiç yapmadığı için ne kadar sihirli bir duygu diye geçirmiş içinden. Samanyolu kardeşlerine selam verdikten sonra, kadim ağacın söylediklerini anlatmış ve “İyi bir uyku uyuman için bana nasıl yardımcı olabilirsiniz?” diye sormuş.

Yıldızlardan en büyüğü onu yanıtlamış “Sevgili Nino, uyumak için gözlerini kapattığında biz orada seninle olacağız. Ben ve yıldız kardeşlerim geceleri sizi korur ve size aydınlık rüyalar veririz. Bunun için sadece bizi düşünmen yeterli.”

Baykuş Nino, onlara da teşekkür etmiş. Öğrendiği şeylere çok şaşırmış, uykuya dalmak oldukça basit görünüyormuş. Sabahın olmasına daha çok varmış. Hemen yuvasına dönmüş.

Kadife ağacının ona verdiği bir demet çiçekten yumuşacık bir yastık yapmış. Hemen yastığın arasında gömüşmüş. Mor uyku çiçeğini düşünerek derin bir nefes almış. Gerçekten o muhteşem kokuyu yeniden duyduğunu fark etmiş ve gözlerini kapatmış. Şimdi tek yapması gereken harika yıldızların onun rüyalarını aydınlatmasını beklemekmiş. Gözlerini kapattığında bir an yeniden açmak istemiş ama kadim ağacın söyledikleri aklına gelmiş. “Gözlerini kapattığında tekrar açmamalısın, sadece yıldızların gelmesini bekle”

O sırada, zaten samanyolunun en güzel yıldızları harika bir rüya yolcuğu için oraya gelmişler. Nino, harika rüyalarla dolu muhteşem bir uykuya dalmış. Artık geceler sıkıcı ve uzun değilmiş. Uyumanın sihirli bir macera olduğunu anlamış. Masal da burada bitmiş.