Bir varmış, bir yokmuş. Zamanın birinde adı Tik olan bir Hindi ile Tak olan bir köpek varmış. Kıyıları parlak kumlarla dolu, etrafı dağ ve ormanla çevrili bir adada yaşarlarmış. Bu ada bir zamanlar kuşların yaşadığı Kanat Adası’nın bir parçasıymış; adı da Gelecek Adası’ymış. Adanın meydanında ise nesli tükenen Fildişi gagalı ağaçkakan, Fil kuşu, Küba Amerika papağanı gibi kuşların dev heykelleri varmış.

Gelecek Adası sadece denizlerde sürüklenmiyor, zamanın içinde de yüzüyormuş. Dünya’nın kendi etrafındaki hareketi nedeniyle deniz seviyelerinin yükselip alçalmasına neden olan gelgit, aynı zamanda adayı bir geleceğe bir geçmişe sürüklüyormuş. Gelecek Adası sakinleri bazen nerede ve hangi zamanda olduklarını bile kestiremiyormuş.

Gelecek Adası’nda büyük kuş heykellerinin gölgeleri güneşin yükseldikçe giderek kısaldığı, hayvanların ormanda giderek daha neşeli sesler çıkardığı bir sabah, Hindi Tik şimdiye kadar ki en lezzetli sandviçi yapmaya karar vermiş.

❤  FARKLI BİR MASAL KEŞFEDİN ➸ RENKLİ RÜYALAR DENİZİ

İlk olarak, bir sandviç masası yapmak için plajın kenarındaki ormandan düz bir ağaç kütüğü bulmuş ardından sandviç için gerekli malzemeleri toplamaya koyulmuş. Her yiyeceğin kendiliğinden yetiştiği ormana dalmış. Ekmek çalılarından kalın kabuklu, en düz ve iri olan ekmek dilimlerini toplamış. Boş hindistancevizi kabının yardımıyla tereyağı göletinden de biraz tereyağı almış ve masasına getirmiş. Onları bir güzel yerleştirmiş, sepetini alıp diğer malzemeleri toplamak için tekrar ormana dalmış.

Turuncu marulları, mavi domatesleri, pembe soğanları sepetine koymuş, peynir ağacından da yeşil bir peynir dilimi aldıktan sonra hardal ve mayonez bataklığına uğrayıp sandviç için gerekli sosları toplayıp ağaç kütüğünden yapılan masasına koymuş. Malzemeleri kontrol ettikten sonra pembe sosun olmadığını fark eden Tik, tekrar ormana dönmüş sarmaşık yolları geçtikten sonra dolgun, pembe sos meyvesinin bulunduğu ağaca tırmanıp gagasının yardımıyla pembe sos meyvesini hindistancevizi kabına doldurmuş ve tekrar plajdaki masasına yönelmiş. Sonunda tüm malzemeler tamamlanmış, Tik sandviçi yapmaya başlamış.

Arkadaşı köpek Tak ise; Tik’in bu koşuşturmalı halini görünce biraz da dalga geçerek plajın öbür ucundan seslenip “Bu kesinlikle çok büyük ve lezzetli bir sandviç olacak” deyip güneşin tadını çıkarırken papaya meyve suyunu yudumlayıp kitabını okumaya devam etmiş.

❤  RESİMLİ MASALLARI KEŞFEDİN DERSTE SALYANGOZ YARIŞTIRAN SİNCAP

Tik omuzlarını silkip, sandviç masasına dönmüş. Başlamış bütün malzemeleri iri ekmek dilimlerinin içine yerleştirmeye. Sonunda lezzetli, kocaman bir sandviç elde etmiş. Heyecanla yaptığı sandviçi Tak’a göstermek için seslenmiş. Tak sandviçe bakmak üzereyken aniden “fossss” diye bir ses yükselmiş. Tik “O ses neydi?” demiş, Tak da “Tanıdık geldi ama emin değilim.” Diyerek şaşkın bir şekilde cevap vermiş.

Tak, sesi umursamayacak kadar aç olduğundan masaya yönelip sandviçini yemeye koyulacakken masadaki sandviç yok olmuş. Tüyleri kumlara düşene kadar kanatlarını çırparak “Sandviçim nerede, sandviçim nerede?” diye bağırmış. Olan biteni gören Tak da kafası karışmış bir halde “E, bu çok tuhaf. Kimse buraya gelmedi. Sen de kimseyi görmedin değil mi?” diye sormuş.

Tik öfkeyle ciyaklamış, küçük daireler çizerken aniden durmuş ve bir kanadını havaya kaldırarak “Zaman saatini kullanacağım.” Demiş. “Zaman saati mi?” diye şaşırmış Tak ve “Bunun gerçekten gerekli olduğundan emin misin? Sandviç çok uzakta olamaz. Birisi onu aldıysa çok uzağa gitmemiştir, onu yakalayabiliriz.” Demiş. 

“Hayır” demiş Tik. “Sandviçimi istediğim gibi geri alacağımdan emin olmanın tek yolu onun orada olduğu zamana gitmek ve hırsızı kaçmadan önce durdurmak.” Düşünceli bir şekilde çenesini kaşıyan Tak, “Evet, sanırım mantıklı. Saati birkaç dakika geriye alıp, zaman deliğinden geçerek hırsızı olduğu yerde durdurabilirsin. Akıllıca bir plan gibi görünüyor.” Demiş.

Boş masanın yanında duran Tik, saatinin ibresini geriye dönecek şekilde çevirmiş ve tuşuna başmış. “Fossss” sesi eşliğinde havada süzülen puslu bir ışık ve kıvılcım bulutuyla birlikte zaman deliği açılmış. “Sandviçimi görebiliyorum!” diye ciyaklayan Tik, “Kendimi seninle konuşurken görüyorum. Senden gelip ona bir bakmanı istiyorum! Bu, hırsızın sandviçi her an gelebileceği anlamına geliyor!” demiş.

“Peki hırsızı görebiliyor musun?” diye sormuş Tak. “Henüz değil” demiş ve devamında “Orada başka kimse yok gibi. Saklanıyor olmalı. Ama her an sandviçime saldırabilir. İşimi şansa bırakmayacağım; sandviçimin iki kez çalınmasına izin vermeyeceğim.” Diyerek zaman boşluğuna dalmış, sandviçinin kimin aldığını öğrenemeden elinde sandviçiyle tekrar bulunduğu ana gelmiş. Zaman tüneli de “fosss” sesiyle kapanmış.

Tik gururla Tak’a dönmüş “Sançviçi aldım. Hırsızın onu tekrar almasını engelledim.” Demiş. “Bekle!” birden demiş Tak “Duyduğum seslerin tanıdık geldiğini anlamıştım. Şimdi emin oldu. Sandviçini alan tıpki bizim gibi zaman yolcusuydu.” Tik, Tak’ın söylediklerini aldırmamış “Önemli değil, baksana o zaman onu kendi oyunuyla yenmiş oldum. Gelmiş geçmiş en iyi sandviçim elimde.” Demiş.

Tak, aniden bir aydınlanma yaşamış ve patisiyle Tik’i dürtmüş “Sanırım sandviçini kimin aldığını biliyorum.” Demiş. Tik “Saçmala, hırsız oraya gelmeden sandviçimi alıp, geri geldim. O yüzden kimin aldığını asla bilemeyeceğiz.” Diyerek karşılık vermiş.

❤  FARKLI BİR MASAL KEŞFEDİN ➸ GÜMÜŞ MERDİVEN: Bir uzay masalı

İç geçiren Tak, “Sandviçi alan sendin.” Demiş. Tik ise, şaşkın bir ifadeyle “Ne?” diye bağırmış. “Onu kendin aldın!” demiş Tak. “Gelecekten gelip onu almaya gelen sendin” diye de eklemiş. Tik’in şaşkınlıktan tüyleri kabarmış sadece “Kafam çok karıştı.” Demekle yetinmiş.

Tak, Tik’in daha fazla bir şey demesine fırsat vermeden konuşmasına devam etmiş: “Tek açıklama bu. Kendi sandviçini kendin aldın. Ben senden uzun süredir zamanda yolculuk yapıyorum. Mantıklı ve mümkün olan tek açıklama bu.”

Sinirlenen Tik , “Bu çok saçma. O zaman biri onu geleceğe götürmeseydi neden zamanda geriye gidip onu alayım ki?” diye sormuş. Tak başını sallamış, “Oldukça karmaşık.” cevabını vermiş. Tik öfkeli bir ciyak sesi çıkarmış “Birinin gelecekten gelip sandviçimi alacağına inanmıyorum” homurdanmaları eşliğinde sandviçine düşünceli bir şekilde bakmış. 

Tik’in kafasının karıştığını gören Tak gülerek, “Sandviçini ye artık. Sonuçta onu almak için zamanda yolculuk yaptın.” Omuz silken Tik, sandviçinden kocaman bir ısırık almış ve midesine indirmiş. Yerken de “Gerçekten de şimdiye kadarki en iyi sandviç.” Demiş ve zamanda yolculuk yaparak tekrar sandviçine sahip olmanın mutluluğunu yaşamış.