TILSIM MASALI

Tılsım Masalı, büyülü dünyaları ve macera dolu yolculukları sevenler için muhteşem bir seçenek! Bu büyülü hikaye, gizemli tılsımlarla dolu bir dünyaya sizi götürerek hayal gücünüzü zorlayacak. Masalların sonundaki yorum bölümünden fikirlerinizi yazarak geliştirmeye destek olabilirsiniz.

➽  Bölüm 1:

SONSUZ MUTLULUK TILSIMI

Evvel zaman içinde, büyük krallıkların birinde, günlerce gecelerce süren çok güzel bir düğün yapılmış. Ülkenin dünya güzeli prensesi bir prens ile evleniyormuş. Herkes onları çok seviyor ve ömür boyu birlikte mutlu yaşamalarını istiyormuş. Prens ve prenses oldukça mutluymuş ancak onlar da bu mutluluklarının bir ömür boyu sürüp sürmeyeceği konusunda endişelilermiş. Bu yüzden evliliklerini koruyacak, ömür boyu mutlu yaşamalarını sağlayacak bir tılsıma sahip olmak istemişler. İşte Andersen tarafından yazılan Tılsım Masalı böyle başlamış…

Tüm krallığa haber salınmış. Prens ve prensesin mutluluklarını daim kılacak onları her türlü üzüntüye karşı koruyacak bir tılsım hazırlanması istemiş. O dönemin büyücüleri, perileri ve cadıları sonsuz mutluluk tılsımını hazırlamaya çalışmışlar yüzyıllık büyü kitaplarına bile bakmışlar ancak hiçbir tarifte sonsuz mutluluğa dair bir büyü bulamamışlar. Prens ve prenses en sonunda ülkenin en bilgin insanına sormaya karar vermişler.

➽  Bölüm 2:

tılsım masalı: Bilge adamın cevabı

Ormanın derinliklerinde küçük bir kulübede yaşayan yaşlı bir bilge varmış. Herkes bir problemi olduğunda cevapsız bir sorusu olduğunda ona gider danışır öğütler alırmış. Senelerdir ormandaki kulübesinde yaşayan okuyup düşünen ve sürekli araştıran yaşlı bilgenin her sorun için bir cevabı olurmuş.

Prens ve prenses, hiç vakit kaybetmeden yaşlı bilgenin yolunun tutmuşlar. Yaşlı bilge onları küçük klübesinde ağırlamış ve sorunlarını dikkatlice dinlemiş.

Bir süre sessizce düşündükten sonra;

– Demek sonsuz mutluluk için bir tılsım arıyorsunuz… Öncelikle gerçek mutluluğa sahip bir çift bulmanız gerekiyor. Şimdi gidin ve tüm ülkeleri dolaşın. Gerçekten çok mutlu olan bir çift bulduğunuzda onların kıyafetlerinden keten bir parça kumaş isteyin ve o kumaşı hep yanınızda taşıyın… İşte en iyi çare budur demiş.

Prens ve prenses aradıkları tılsımı nihayet bulabilecekleri için mutlu olmuşlar ve hiç vakit kaybetmeden yola çıkmışlar.

➽  Bölüm 3:

Prens ve prenses tüm ülkeyi dolaşıyor

Atlarına atlayıp yola dökülen prens ve prenses öncelikle, eşiyle çok mutlu bir yaşam sürdükleri söylenen bir şövalyenin şatosuna gitmişler ve gerçekten de söylendiği gibi çok mutlu bir çift olup olmadıklarını sormuşlar. 

Şövalye ” Elbette çok mutluyuz ve eşimi çok seviyorum” demiş. Hemen sonra eklemiş; bizim mutluluğumuzu bozan tek şey bir çocuğumuzun olmaması… Bir çocuğumuz olsa gerçekten çok mutlu olabilirdik. 

Prens ve prenses aradıkları tılsımın burada olmadığını düşünerek teşekkür edip yola devam etmişler. Çok geçmeden bir kasabaya varmışlar. Kasabanın en mutlu çiftinin çocuklarıyla birlikte yaşayan bir köylü olduğunu duyduklarında ikisi birden çok sevinmiş. Hemen köylünün yanına gidip, gerçektende söylendiği gibi çok mutlu bir çift olup olmadıklarını sormuşlar. 

Köylünün güzel karısı cevap vermiş ” Elbette eşim ve çocuklarımızla birlikte çok mutlu bir yaşantı sürüyoruz” demiş. Prenses bu sözleri duyar duymaz heyecanlanmış; “Ne kadar güzel demek hiç üzüntü yaşamıyorsunuz?” 

Köylünün karısının biraz yüzü düşmüş… Mutluyuz olmasına ama çocuklarımız büyüyor ve onları büyütürken bir sürü sorunla uğraşmak zorunda kalıyoruz” demiş. 

Prens ve prenses yine aradıkları tılsımı bulamadıklarını anlamış ve yola devam etmişler. 

Köyleri, kasabaları, komşu sarayları gezmişler. Krallarla, kraliçelerle, köylülerle, askerlerle, tüccarlarla konuşmuşlar. Mutlu çiftlerle de karşılaşmışlar ama her birinin üzüldüğü bir şey olduğunu görmüşler. 

➽  Bölüm 4:

ARADIKLARI MUTLU ÇİFTİ BULABİLECEKLER Mİ?

Gerçekten mutlu bir çift olmalı şu koskoca dünyada diyerek yollarına devam eden prens ve prenses dağları, ovaları geniş düzlükleri aşmışlar… İlerİdekii koyun sürüsünün arasında bir çoban görmüşler. Çobanın eşi ve çocukları da yanındaymış. Bir yandan koyunları sürüyorlar bir yandan piknik yapıp eğleniyorlarmış. Etrafta neşe içinde oynayıp zıplayan küçük bir köpekleri bile varmış. Çoban kaval çalarken, çobanın karısı çocuklarına elindekiyle yetinmeyi öğreten ” Bülbül ile Atmaca  masalını anlatıyormuş. 

Prens ve prenses hemen onların yanına gitmişler. Prenses gıpta içinde güzel aileye bakmış. Çok mutlu görünüyorsunuz, gerçekten de öyle misiniz diye sormuş. 

Çoban ve eşi bir ağızdan mutlulukla yanıt vermişler… Evet öyleyiz gerçekten çok mutluyuz ve bu duyguyu dünyadaki hiç bir şeye değişmem”

Prens ve prenses şaşkınlık içinde birbirlerine bakmışlar. E peki sizi mutsuz eden hiç bir şey yok mu? 

Yok, biz gerçekten çok mutlu bir aileyiz hiç bir sıkıntımız yok diye cevap vermiş çoban…

Prens ve prenses sonunda tılsım için aradıkları mutlu çifti bulduklarını anlamışlar. Kendilerini tanıtıp, başlarından geçen olayları anlatmışlar ve yaşlı bilgenin söylediği gibi kıyafetlerinden bir parça keten kumaş istemişler. Bu istek karşısında çoban ve karısı biraz mahcup şekilde birbirlerine bakmışlar. 

Çoban: “Elbette size yardım etmeyi çok isterdik hatta sadece bir parça değil bir gömlek verirdik ama Tanrı biliyor ya… değil keten kumaşımız bir parça ipliğimiz bile yok bizim.” demiş. 

Yapacak bir şey olmadığını anlayan prens ve prenses onların bu mutluluklarına gıpta ile bakmış, bu güzel mutluluklarının daim olmasını dileyerek çaresiz yollarına devam etmişler.   

➽  Bölüm 5:

tılsım masalı: yaşlı bİlge’nİn Öğüdü

Yollarına devam eden prens ve prenses, bir süre daha birbirinden farklı diyarlarda farklı çiftlerle konuşmuş görüşmüşler ancak tamamen mutlu başka bir çifte rastlayamamışlar. 

Nihayet tüm bu yolculuklardan sıkılan ve yorulan çift, umutsuz bir şekilde yaşlı bilgenin yanına geri dönmüşler. 

Bilge adam prens ve prensesin başından geçen tüm hikayeyi dinlemiş. Prens ve prenses ona bazı ailelerin çocukları olduğu için bazılarının olmadığı için mutsuz olduğunu, bazılarının varlık içinde mutluluğu bulamadığını bazılarının ise yokluk için çok mutlu olabildiklerini gördüklerini anlatmışlar. Tılsımı bulamadıklarını söyleyip, yaşlı bilgeye öğüdünün faydasız olduğunu söylemişler. 

Onları ve başından geçen hikayeleri dinleyen bilge, hafif bir gülümsemeyle sakince yanıt vermiş.

Demek tüm bu yolculuğun faydasız olduğunu ve aradığınız tılsımı bulamadığınızı zannediyorsunuz öyle mi? demiş. Peki, yaşadıklarınızdan hiç bir şey öğrenmediniz mi diye sormuş. 

Prens ve prenses bir süre düşündükten sonra aslında bu yolculuktan gerçek mutluluk hakkında birçok şey öğrendiklerini fark etmişler. 

Yaşlı Bilge, mutluluğunu tılsıma ya da başka şeylere bağlayan insanlar mutluluğa hep uzak kalırlar. Aslında mutluluk hep bizimle birlikte ve yüreklerimizdedir. Siz mutluluğu birbirinizle bulmuşsunuz zaten bunun için bir tılsıma ihtiyacınız yok. Bunu anlamanız yeterli demiş. 

Prens ve prenses bilgenin ne demek istediğini çok iyi biliyorlarmış. Aşka birbirlerine bakmışlar ve bilgeye teşekkür edip oradan uzaklaşmışlar. 

Daimi mutluluğun tılsımını kendi yüreklerinin içinde bulan prens ve prenses, sonsuza kadar birbirlerini sevip, hep mutlu yaşamışlar. 

Tılsım masalı da burada bitmiş… 

Masal ile ilgili fikirlerinizi alttaki yorum kısmından yazmayı unutmayın.

 

1 Yorum
Bir İçerik Gönder

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum
Bir İçerik Gönder

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir