ARKADAŞIM KARANLIK İLE EĞLENCELİ BİR GECE

Bir varmış, bir yokmuş. Bir zamanlar küçük bir şehirde yaşayan mutlu bir aile ve onların dünya tatlısı küçük bir bebekleri varmış. Bu tatlı bebek, annesi ve babasıyla çok mutlu bir şekilde büyüyormuş. Annesi ona her gün şefkatle sarılırmış. Babası ona her gün güzel masal kitapları okurmuş. Gün boyu birlikte güzel oyunlar oynar, ailece vakit geçirirlermiş. Havalar güzel olduğunda parka giderlermiş. Bazen parkta yumuşacık tüyleri olan tatlı köpekler görür bazen de “cik cik” öten kuşlara yem verirlermiş. Akşam olduğunda hep birlikte sağlıklı yemekler yerler ve uyumak için odalarına giderlermiş. Annesi ve babası onu yatağına yatırır ve öpermiş. Evin ışıkları kapandığında etraf karanlık olurmuş ama minik bebek bunu çok severmiş çünkü o zaman en yakın arkadaşı Karanlık’ı görebiliyormuş.

Her gece kendi yatağında keyifle uyuyan bebek, gözlerini kapattığında arkadaşı Karanlık ile buluşur ve birlikte rüyalar alemine giderlermiş. Karanlık, bebeği yumuşacık kollarıyla sarmalar, onu gece boyunca korurmuş. Tatlı bebek, karanlığı çok seviyormuş çünkü Karanlık, onun çok daha iyi uyumasını sağlıyormuş. Karanlık ile birlikte uyuduğunda gece boyunca göreceği sihirli rüyaların onu beklediğini biliyormuş. Karanlık, kocaman pofuduk siyah renkli yumuşak bir oyuncağa benziyormuş. Bebeği kucağına alıp sarmaladığında güven veriyor ve huzurlu hissettiriyormuş.

O gün, tüm gün annesi ve babası ile vakit geçiren, parka giden ve oyunlar oynayan minik bebek için uyku vakti gelmiş. Annesi onu kucağına alarak sarılmış ve yanağından koklayarak öpmüş. Sonra babası onu kucağına almış ve öperek yatağına yatırmış. “ İyi geceler Anne, İyi geceler Baba!” demiş. Anne ve babası da minik bebeklerine “İyi geceler” demişler ve ışığı kapatmışlar.

İşte tam o anda minik bebeğin en tatlı arkadaşı Karanlık gelmiş. Yüzünde kocaman sıcak bir gülümseme varmış. Şişko kollarıyla, pofuduk siyah tüyleriyle oldukça sevimli görünüyormuş. “Tüm gün çok sıkıldım, seninle harika bir gece yaşamak için sabırsızlanıyordum” demiş yumuşak bir sesle! Bebek, gülümsemiş. Arkadaşıyla birlikte rüyalar alemine gitmeye hazırmış. Karanlık onu kucağına almış ve birlikte gökyüzüne doğru uçmaya başlamışlar. Karanlık, gece boyunca ona huzur veriyor ve güvenli hissettiriyormuş. Birlikte rüyalar alemine varana kadar uçmuşlar. Karanlığın yumuşacık tüyleri, minik bebeğe sıcaklık, sevgi ve güven vermiş. Bu siyah renkli sevimli arkadaşı aynı zamanda çok komikmiş. Bazen saçma sapan espiler yapar bebeği rüyasında bile kıkır kıkır güldürürmüş. Karanlık sayesinde uyumak çok daha eğlenceli ve güzelmiş. Tüm gece birlikte uyumuşlar, harika rüyalar görmüşler.

Güneş ışınları pencereden içeri girmeye başladığında Karanlık’ın da gitme vakti gelmiş. “Gece burada seni bekliyor olacağım” demiş, minik bebek ona sıkıca sarılmış ve tüm gece onunla birlikte olduğu ve güzel bir uyku uyumasına yardımcı olduğu için teşekkür etmiş.  Karanlık, “Sakın merak etme, gözlerini kapattığında ben her zaman senin yanındayım” demiş ve minik bebeğin yanından ayrılmış.

O sırada bebeğin odasına sıcacık bir güneş ışını girmeye başlamış. İşte harika bir geceden sonra çok güzel bir gün başlıyormuş. Minik bebek, Karanlık ile birlikte uyuduğu için dinlenmiş ve mutlu hissediyormuş. Mutlu bir sesle annesini çağırmış. Minik bebeğinin uyandığını duyan annesi de çok mutluymuş. Birlikte güzel bir güne başlayacaklarmış.

Masal da burada bitmiş.