Bir varmış, bir yokmuş… Evvel zaman içinde eski bir zamanda, büyük bir ormanın kıyısındaki küçük bir evde yaşayan bir  oduncu ailesi  varmış. Oduncu ve karısı, Hansel ve Gretel isimli çocuklarıyla bu küçük evde yaşayıp giderlermiş. Fakir olmalarına fakirlermiş ama aynı zamanda mutlularmış. Oduncu ve karısı çocuklarının karnını doyurabilmek için gece gündüz çalışıyorlarmış. Bir gün, oduncunun güzel eşi hastalanmış ve belirli bir süre sonra ölmüş. 2 çocuğu ile yalnız başına kalakalan oduncu, bir yandan evin ve çocukların işleriyle ilgilenirken bir yandan da odun kesip satıyor, tüm gün çocukları için çabalayıp duruyormuş. Hansel ve Gretel masalı da böyle başlamış…

HANSEL VE GRETEL MASALI OKU

Gel zaman git zaman oduncu başka bir kadınla tanışmış ve onunla evlenmiş. Böylece çocuklarına yeniden sıcak bir yuva sağlayabileceğini düşünüyormuş ancak maalesef oduncunun düşündüğü gibi olmamış. Oduncunun eşi, her şeyden şikayet ediyor, hiç bir şeyden mutlu olmuyormuş. Yaşadıkları kulübeyi bile küçük buluyormuş. Hansel ve Gretel ile ilgilenmiyor, onları olduk olmadık azarlıyormuş. Eşyaları eski buluyor sürekli olarak yeni bir şeyler almak istiyormuş. Oduncu artık daha çok çalışıyor ancak yine de eşine yaranmayı başaramıyormuş.

Sonbahar geçip kış yavaş yavaş yüzünü göstermeye başladığında ülke de çok büyük bir kıtlık başlamış, kasabadaki hiç kimse doğru düzgün yemek bulamaz olmuş. Fakir oduncu ailesinde de durum çok farklı değilmiş, onlarda aç kalmaya, zar zor yemek bulabilmeye başlamışlar. Kışın ortasında yıkık dökük bir evde, sıkış tepiş yaşayıp, 3-4 somon ekmekle idare etmek zorunda kalan kadın, eşine ve çocuklarına destek olmak yerine iyice çığrından çıkmış.

❤  UYKU ÖNCESİ ÖNERİSİ  UYKU GETİREN MASALLAR

Fakirlikten dolayı çok mutsuz olan kadın, aç kalmalarının sebebi olarak Hansel ve Gretel’i görüyor onlar olmasa masrafların daha az olacağı söyleyip duruyormuş. Hansel ile Gretel’in babası, eşinin bu yakınmalarının geçici olduğunu düşünüyor ve sabretmesi için onay yalvarıyormuş. Oysa yaşlı oduncu çocuklarını ve karısını mutlu edebilmek için, hiç durmadan çalışıyormuş.

HANSEL VE GRETEL “KARNIM GURULDUYOR!”

Yine bir gün, Hansel ve Gretel her zaman olduğu gibi erkenden uyanmış, babalarını ağaç kesmesi için ormana gönderdikten sonra, evin işleriyle ilgilenmişler. Hansel ve Gretel babalarına yardımcı olmak için hiç bir fırsatı kaçırmıyor, ellerinden gelen her işi özenle yapıyorlarmış. Oduncunun karısı da öğlene doğru söylene söylene uyanmış ve bağıra bağıra Hansel’e seslenmiş.

-Karnım aç, bana bir şeyler hazırla! çabuk oyalanma…

Hansel mutfak tezgahına doğru yönelmiş. Tezgahta 4 somon ekmek duruyormuş. Bir tanesi Hansel için, biri Gretel için, diğeri oduncu ve diğeri ise karısı içinmiş. Oduncu, ormana gidip kestiği odunları erkesi gün kasabaya gidip satıyor ve eğer bulabilirse ekmek alıyormuş. Tüm ülke de yaşanan kıtlık sebebiyle ekmekler oldukça pahalıymış ve o yüzden her gün bu şekilde idare etmeleri gerekiyormuş. Hansel tezgahtan 1 somon ekmeği alarak, üvey annesine uzatmış. Oduncunun karısı söylene söylene ekmeği almış ve yemiş. Sonra yine Hansel’e seslenmiş.

– Ben doymadım bana bir ekmek daha getir!”

 

Hansel ve Gretel şaşkın gözlerle kadına bakmışlar. Herkesin bir tek somon ekmek yeme hakkı olduğu için Hansel, ona kendi ekmeğini götürüp vermiş. Kadın o ekmeği de yedikten sonra tezgahtan Gretel’in ekmeğini de alıp midesine indirmiş ve söylenmeye devam etmiş;

– Siz olmasaydınız zaten her gün fazladan iki ekmek daha yiyebilirdim. Sizin yüzünüzden fakirlik çekiyoruz, aç kalıyoruz ama bu işe bir çare bulacağım bakın görün siz… 

Hansel ve Gretel bu söylenenlere çok üzülmüşler ve korkmuşlar.

❤  EN BEĞENİLEN RESİMLER   RAPUNZEL MASALI

HANSEL İLE GRETEL’İN ÜVEY ANNESİ SİNSİ BİR PLAN YAPIYOR

Akşam olmuş. Oduncu ormandan dönmüş. Gece oduncunun eşi, oduncuya “Bu çocuklardan bıktım ancak hem yemekleri bitiriyorlar hem de yan gelip yatıyorlar” diye söylemiş. Oduncu “Ne yapabilirim onlar benim çocuklarım elbette onlara bakmak zorundayım.” diye kızmış. Bunu duyan eşi, hemen sinsi bir plan yapmış ve oduncuya “Haklısın tabi ama maden öyle bundan böyle bizde çocuklarla birlikte ormana sana yardımcı olmaya geleceğiz” demiş.

O gece açlıktan uyuyamayan Hansel ve Gretel tüm bu konuşmaları duymuş ve oduncunun karısının onları ormanda bırakmak için plan yaptığını anlamışlar.  Herkes uyuduktan sonra kalkıp arka bahçeye çıkmışlar. Gökyüzündeki dolunayın ışığı yerdeki beyaz çakıl taşlarını pırıl pırıl parlatıyormuş. Ceplerin alabildiğince çakıl taşı doldurup odalarına geri dönmüşler.

 

Ertesi sabah, üvey annelerinin sert sesi ile uyanan Hansel ile Gretel hazırlanıp hızla aşağı inmişler. Oduncu onlara iki somon ekmek vermiş;

– Tüm gün ormanda olacağız hemen yiyip bitirmeyin, akşama doğru acıkırsınız yoksa… 

İki kardeş ekmekleri alıp, babalarına teşekkür etmişler. Sonra hep birlikte ormanın yolunu tutmuşlar. Yolda ilerlerken Hansel ve Gretel en arkadan gidiyor, bir yandan çalı çırpı toplarken, diğer yandan topladıkları çakıl taşlarını geçtikleri yola bırakıyormış. Ormanın derinliklerinde koskoca bir gün babalarının çevresinde çalı çırpı toplayan iki kardeş sonunda yorgun düşmüş. Bunu gören oduncunun eşi, oduncuya seslenmiş. 

-Çocuklar çok yoruldu… Sen devam et, bende çocukların dinlenmesi için biraz ilerdeki düzlükte bir ateş yakayım, onlar biraz dinlenince biz eve döneriz.

Aslında oduncunun karısının planı farklıymış tabi ancak o yorgunlukla bu durumu kimse fark etmemiş. Ateş başına oturan çocuklar kısa bir süre sonra uykuya dalmışlar. Oduncunun karısı onları oracıkta bırakıp kaçmış. Kötü kalpli kadın Hansel ve Gretel’in ormanda kaybolmalarını ve bir daha geri dönmemelerini istiyormuş.

❤  FARKLI BİR MASAL KEŞFEDİN  UYKUCU PEMBE KEDİ

HANSEL VE GRETEL MASALI: ÇAKIL TAŞLARI

Ne kadar zaman geçmiş kim bilir, hava oldukça serinlemiş ve kararmış. Hansel ve Gretel üşüyerek uyanmışlar. Ateş sönmüş etrafta kimsecikler yokmuş. Babalarına seslenmişler ancak onları duyan olmamış. Hansel, kardeşi Gretel’e korkmamasını söylemiş ve çakıl taşlarını hatırlatmış.

– Şimdi çok karanlık Gretel ancak birazdan ay çıkıp her tarafı aydınlatacak. Ay görünene kadar bekleyelim sonra çakış taşlarını takip ederek  evimizin yolunu bulabiliriz.

Az sonra tam da Hansel’in dediği gibi olmuş. Ağaç yaprakları arasında sızan ay ışığı yavaş yavaş ortalığı aydınlatmış. Hansel ve Gretel gelirken yola attıkları çakıl taşlarını görebilmek için etrafı kolacan etmeye başlamışlar. Dolunayın ışığı, yol boyunca bembeyaz taşları parlatıyormuş. Hansel ve Gretel karanlık ormanın içinden taşları takip ederek geçmişler. Uzun bir süre sonra da ormanın derinliklerinden çıkmayı başarmışlar. Gece yarısından sonra ancak eve dönebilen Hansel ve Gretel kapıyı çaldığında babası koştura koştura kapıyı açmış. Çocuklarını karşısında görünce çok sevinmiş. Oduncunun karısı ise bu duruma hiç sevinmemiş ama belli etmemeye çalışmış.

– Neredeydiniz çocuklar sizi çok merak ettim. Nereye kayboldunuz hemen öyle… diye mırıldanmış.

Hansel ve Gretel, üvey annelerinin yine onları ormanda bırakıp gidebileceğinden çok korkuyorlarmış ama babaları üzülmesin diye ona bir şey söylememişler. O gece yine arka bahçeden çakıl taşı toplamak için kalkmışlar ancak tüm kapılar kilitliymiş. 

Ormanın Derinliklerinde Kayboluyorlar

Ertesi gün olmuş, Hansel ve Gretel’in babası ormana gelmelerini pek istemese de, buna ihtiyaç olduğu için çok dikkatli olmalarını tembihlemiş. Onlara yine iki somon ekmek vermiş. Oduncu ve eşi önde çocuklar arkalarında ormanın derinliklerine doğru ilerlemeye başlamışlar. Hansel ve Gretel bu sefer çakıl taşları olmadığı için ellerindeki ekmekleri ufalayarak yola bırakıyorlarmış. Ekmek parçalarını geçtikleri yola atarak ormanın derinliklerine kadar ilerlemişler ve akşama kadar odun ve çırpı toplamışlar. 

Bu sefer oduncu çocukların yorgun düştüğünü fark etmiş ve bir ateş yakmış. 

-Burada gözümün önünde olun bende buradaki ağaçları keserim, böylece kaybolmazsınız.

Çocuklar yorgunluktan ve açlıktan ateşin başında hemen uykuya dalmışlar. Oduncu bu sefer çocuklarını bırakmak niyetinde değilmiş ancak uyuduklarını görünce üç beş ağaç ilerideki daha kuru odunları bulabilmek için biraz ilerlemekte mahsur görmemiş. Sonra da daha çok ilerlemiş… sonra biraz daha çok… Çocuklardan oldukça uzaklaştıklarını fark ettiğinde karısı onu şu taraftalar gel diyerek yanlış yönlendirmiş ve oduncunun kafasını karıştırarak Hansel ve Gratel’in yerini bulmasını engellemiş.

❤   YENİ BİR MASAL KEŞFEDİN ➸ MUTSUZ AMBULANS

HANSEL VE GRETEL MASALI: KARANLIK ORMAN

Hansel ve Gretel uyandıklarında yine çevrelerinde kimsecikler yokmuş. Güneş batmak üzereymiş, hemen önlerindeki ateşte de yalnızca bir kaç kıvılcım kalmış. Hemen kalkıp yola attıkları ekmek kırıntılarını bulmaya çalışmışlar ama nafile… Geldikleri yolu gösteren tek bir ekmek kırıntısı yokmuş. Kuşlar ve hayvanlar tüm ekmek kırıntılarını yemişler.

Gretel o sıra da ileri de bir patika görmüş ve “Galiba şu taraftan gelmiştik” demiş abisine… Hansel ve Gretel patikanın üzerinden hızlı adımlarla ilerlemeye başlamışlar. Hava iyice kararıyor, bu sıra da da orman sıklaşıyor patika daralıyormuş. Kapkaranlık ormanda yapayalnız kalan Hansel ve Gretel bir ağacın dibine uzanıp geceyi orada geçirmeye karar vermişler. Gecenin sessizliği oldukça ürperticiymiş. Hansel kardeşinin korktuğun fark edince, onun rahat bir şekilde uyuyabilmesi için en sevdiği masallardan biri olan On İki Prenses Masalını anlatmaya başlamış. Biraz korkusu geçen küçük kız daha abisinin anlattığı masal başlar başlamaz uyuya kalmış. Hansel’de bir süre sonra gözlerini kapatmış ve iki kardeş sarılarak uyumaya başlamışlar.

Ormanın içinde kaybolan Hansel ve Gretel, gün ağarmaya başlayana kadar evlerinin yolunu bulabilmek için yürümeye devam etmişler. Çok yorgun ve açlarmış.

O sıra da artık tam umutsuzluğa kapılacakları bir sırada, ormanın derinliklerinden bir şeyler görünmüş. O yöne doğru ilerlemişler. Ağaçlar seyrelmeye, etraf düzleşmeye başlamış. Son düzlüğe geldiklerinde inanamayacakları bir şeyle karşılaşmışlar.  

İŞTE PASTADAN BİR EV!

Hansel ve Gretel’in karşısında hayatlarında gördükleri en ilginç küçük ev duruyormuş. Pasta ve şekerlemelerden yapılmış inanılmaz bir evmiş bu… Bahçesinin her yerinde renk renk elma şekerleri ekili olan evin duvarları zencefilli çöreklerden, kurabiyelerden yapılıymış. Akide şekerinden taşlar her yerdeymiş. Gofret şeklindeki evin çatısından çikolata damlıyor, evin her tarafından muzlu, kakaolu, çilekli kremalar fışkırıyormuş. Etrafta çiçekler yerine iştah açıcı küçük kekler varmış. Dev şekerlemeler, yumuşak brovniler, muhallebi şelaleleri ve binlerce küçük şeker…

Hansel ve Gretel koşturarak eve yaklaşmışlar. Hansel daha içeri bile girmeden çikolatadan çitlerden birinin kenarını kopartıp ağzına atmış.

-İnanmıyorum. Bunlar gerçek ve inanılmaz lezzetli…

Hansel ve Gretel bir andan aç karınlarını doyurmaya koyulmuşlar. Çitleri didiklemişler, şekerden taşları yalamışlar, tam kurabiye şeklindeki kapı tokmağını yiyeceklermiş ki, bir anda kapı açılmış.

Karşılarında yaşlı, suratsız bir kadın duruyormuş. Yaşlı kadın, kurbağa gibi bir sesle;

-Kimsiniz siz? Benim evimi mi yiyorsunuz yoksa?

Hansel ve Gretel istemeden de olsa başkalarının malına zarar verdikleri ve onu izinsiz yedikleri için pişmanlık duyuyorlarmış. Her ikisi de başını sallamış zaten inkar edebilecek bir durumları da yokmuş. Ellerinde ağızlarında çikolatayla karışık kremalar, ellerinde çörek kırıntıları her şeyi anlatıyormuş. Ayrıca güzelim bahçe de mahvolmuş.

Yaşlı kadın, kamburunu zorlayarak kafasını kaldırmış ve simsiyah olmuş, kırık çürük dişleriyle onlara gülümsemiş;

-Ah zavallı çocuklar, çok açtınız demek… İçeri gelin de biraz karnınızı doyurun. 

❤  EĞİTİCİ BİR MASAL KEŞFEDİN ➸ BİR ASTRONOT MASALI

HANSEL VE GRETEL MASALI OKU: KÖTÜ CADI

Yaşlı kadın, şekerlemeden yapılmış kapıyı ardına kadar açıp, çocukları içeri davet etmiş. Evin içinden de nefis kokular geliyormuş. Hansel ile Gretel hiç düşünmeden içeri girivermişler. Yaşlı kadın arkalarından kapıyı sertçe kapatıp kilitleyivermiş.

-Sizi akılsız veletler… İşte doğruca tuzağıma düştünüz.

Yaşlı kadın, Hansel’i kulağından tuttuğu sürüklemeye başlamış. Bir kafese kapatmış ve “Çok zayıfsın. Önce seni güzelce şişmanlatacağım sonra da benim için güzel bir yemek olacaksın.” demiş karga gibi bir ses çıkararak…

Aslında bir cadı olan yaşlı kadın, Gretel’i de Hansel’e yemek yapması ve etrafı temizlemesi için köle gibi çalıştırmaya başlamış. İçerisi pastadan değilmiş ve oldukça pismiş. Gretel çalışırken, yaşlı cadı da keyif çatıyor arada bir de bazı cadı iksirleri hazırlıyor, gözleri az gören yaşlı cadı bir de durmadan etrafı kirletiyormuş. Günler geçmiş, yaşlı cadı Hansel ve Gretel’e sürekli bir şeyler

Aradan neredeyse bir hafta geçmiş. Kafesin yanına giden yaşlı cadı, Hansel’in yeterince şişmanlayıp şişmanlamadığını kontrol etmek istemiş.

– Uzat bakayım şu tombik parmaklarını, bakalım yeterince kilo almışmısın?

Bu sürede başlarına gelenleri düşünen Hansel, bu sefer dikkatli davranıp yaşlı cadıya parmağını uzatmak yerine tavuk kemiklerinden birini kafesin tellerinden yavaşça uzatmış. Gözleri zar zor gören yaşlı cadı, “Sen neden bu kadar sıskasın hala?” diyerek bağırmaya başlamış. İçeri gidip Gretel’e daha çok yemek yapmasını hem kendisi yemesini hem de kardeşine yedirmesini söylemiş.

Cadı Gretel’i tüm gün Hansel’e yemek yapması için çalıştırıyormuş. Hansel bütün gün hamurişleri, kızartmalar, pastalar yapıp duruyormuş. Hansel tüm yiyecekleri cadının kör gözleriyle görebileceği kadar yiyor gibi yapıyor sonra da kafesin yan tarafına ittiriyormuş. Gretel akşam temizliğinde onları da oradan alıyormuş. Günler böyle geçmeye başlamış. Çirkin cadı her sabah uyandığında Gretel’e parmağını uzatmasını söylüyor Gretel’de parmağı yerine tavuk kemiğini uzatıyormuş. Cadı Hansel’in hala bu kadar zayıf olmasına çok öfkeleniyormuş ve Gretel’e Hansel’e götürmesi için yeni yemekler yaptırıyormuş.

PASTA EVDEN KAÇIŞ

Aradan günler geçmiş. O gün yine çirkin cadı homurdana homurdana uyanmış. 

-İyice güçsüzleştim. Bu iğrenç velet biraz kilo alsa da artık onu yiyerek yeniden eski gücüme kavuşsam… 

Hızlı adımlarla kafesin yanına giden çirkin cadı, Hansel’e parmağını uzat demiş, Hansel parmağı yerine yine tavuk kemiğini uzatmış. Demir kafesin arkasından uzatılan cılız parmağa dokunan cadı çok sinirlenmiş ve bağrınmaya başlamış.

– Yeter artık. Madem senin şişmanlamaya niyetin yok. Ben de seni böyle yerim. Yürü bakalım. Şimdi seni fırına atıp, güzelce pişiricem. 

Gretel’in şaşkın bakışları arasında Hansel’i kafesinden çıkaran çirkin cadı, onu doğruca mutfağa sürüklemiş. Bir yandan da bağırıyormuş;

-Gretel, şu fırını ısıt çabuk. 

Gretel fırını açıyormuş gibi yapsa da açmamış. 

Cadı Hansel’i fırına doğru sürüklemeye başlamış. Hansel ve Gretel tam o sırada göz göze gelmişler. Cadı tam Hansel’i fırına atacakken, Gretel cadının ayağına çelme takmış. Bunu fırsat bilen Hansel de cadıyı fırının içine sokmuş ve kapağını sıkıca kapatmış. 

Fırının kapağını kilitleseler de cadının fırından çıkması an meselesiymiş. Gretel ve Hansel olabildiğince hızla evden çıkıp, koşmaya başlamışlar. 

 

HANSEL İLE GRETEL MASALI: Kuşların yardımı

Şekerlemelerin yanından fırtına gibi geçen Hansel ve Gretel aynı hızla ormanın derinliklerine kadar koşmuşlar. Yorulduklarında kısa bir süre dinlenen iki kardeş, güçlerini toplayıp yeniden koşmaya başlamışlar. Yeterince uzaklaştıklarını anlayan Hansel ve Gretel, sonunda kendilerini sık ağaçlarla dolu bir ormanda buldular. Her yön birbiri ile aynıymış sanki. Nereye gideceklerini bilemeyen iki kardeş bir den üstlerine doğru uçan kuşu görmüşler sonra da onların üstünde uçan diğer kuşları…

Hansel ile Gretel’in üstlerine doğru uçan kuş, tekrar yanlarına dönerek üstlerinden bir daha geçmiş ve aynı yine aynı yöne doğru uçmuş.

Önce kuştan korkan çocuklar daha sonra onun yön göstermek istediğini fark etmişler. Diğer tüm kuşlar havalanarak birden aynı yöne doğru gitmeye başlamışlar.

 

– Bunu gördün mü Hansel, kuşlar bize yön gösteriyor olabilir mi?

– Evet haklısın Gretel, belki de bunlar bizim ekmek kırıntılarımızı yiyen kuşlardır.

Orman boyu sık ağaçları yara yara kuşları takip eden Hansel ve Gretel önce patikayı bulmuşlar. Sonrada hiç oyalanmadan ormandan çıkmışlar.   

İKİ KARDEŞ BABALARINA KAVUŞUYOR

Taş köprüyü geçince eve yaklaştıklarını anlamışlar. Hemen ileri de tepenin altında güzel evleri duruyormuş. Uzaktan babalarının bir taşın üstünde öylece oturduğunu görmüşler. Başı öne eğik baba, uzaktan gelen ayak sesleriyle kafasını kaldırmış.

Dünyalar güzeli kızı ile biricik oğlunu karşısında gören adam, hızla onlara doğru koşturup ikisini birden sarıp sarmalamış. Kızını ve oğlunu öpmüş koklamış.

– İyi misiniz çocuklar? Sizi çok aradım, sizi çok özledim. 

– Babacım merak etme, biz çok iyiyiz diyerek babalarına sıkıca sarılmışlar. 

 – Gelin hemen içeri girin, karnınız aç mı? 

Babalarının bu sözlerini duyan kardeşler, mutlulukla gülmeye başlamışlar ve tek ağızdan;

-Baba lütfen bize yemekten bahsetme! demişler. Oduncu duruma çok anlam veremese de yeniden iki çocuğunu birden karşısında gülümserken görebildiği çok ama çok mutlu olmuş. Hansel ve Gretel eve girdiklerinde, üvey annelerinin evde olmadığını fark etmişler.

Oduncu çocukların başını şevkatle okşamış.

– Sizden sonra ben yemez içmez işe gitmez oldum. Tüm günüm gecem sizi aramakla ve sizi beklemekle geçti. İyice yoksullaştık. Bir gün üvey annenizle tartıştık ve işte o sırada, o kadın sizin ormana bırakmak için plan yaptığını söyleyiverdi. Onu hemen kovdum.  Bunun için çok üzgünüm. Her zaman hayatımızda doğru ve iyi insanlarla karşılaşmıyoruz. Sizi çok özledim. İyi ki geldiniz!

Oduncu şömineye birkaç odun attı. Hansel ve Gretel babalarının çevrelerinde dolanıp ona başlarından geçenleri anlatıyorlardı. Üvey annelerinin planını nasıl duyduklarını, çakıl taşlarını, ekmek kırıntılarını, şekerlemeleri, pasta evi, çirkin cadıyı, ormandaki kuşları… her şeyi en ince ayrıntısına bir çırpıda anlatmışlardı.

❤  YEPYENİ BİR MASAL KEŞFEDİN ➸ SİHİRLİ KARDEŞLİK KUTUSU

 O sırada Oduncu, çocuklarına bakmış. 
– Gelin bakalım…Keşke en başından bana söyleseydiniz ve bana bunu anlatmanın bir yolunu bulsaydınız. Tüm bu olanlara çok üzüldüm. Bir daha böyle önemli konuları bana mutlaka anlatmalısınız.

Babalarını dikkatle dinleyen iki kardeş, başlarından geçen bu olaydan çok etkilenmişlerdi. Gece olurken, Hansel, Gretel ve oduncu sıcacık yuvalarında, şömine başında birbirlerine sarılmış mutlu mutlu uyuyakalmışlardı.

Hansel ile Gratel masalı da burda bitmiş…