ÇOBAN VE KÖPEĞİ “SULTAN”

Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde eski zamanların birinde uzak yerlerde, yemyeşil vadiler ve masmavi gökyüzü ile süslenmiş bir köy ve bu vadilerde her gün koyunlarını otlatan bir çoban varmış.

Çalışkan çoban, genç yaşlarından beri her gün erkenden dağlara ovalara  gider, hem gezer hem de hayvanlarını otlatırmış. Çobanın “Sultan” adında bir köpeği varmış.

Çoban, köpeğini henüz bir yavruyken sahiplenmiş. Onu kendisi büyütmüş ve hiç yanından ayırmamış. Sultan, zamanla çok güçlü, çevik ve zeki bir köpek olmuş. Çobanla birlikte dağlara çıkar, koyunlara yol gösterir ve onları korurmuş. Siyah, kahverengi parlak tüyleri, keskin dişleri ve güçlü kasları varmış.

Sultan,  sahibini çok severmiş ve ona çok sadıkmış ama yıllar onu yaşlandırmış. Artık eskisi kadar hızlı koşamıyormuş ayrıca dişleri dökülmüş ve gözleri de yeterince iyi görmüyormuş.

Bir gün, güneşin altın ışıkları evin önünü aydınlatırken, çoban ve karısı yan yana durmuşlar. Çoban eşine bir karar verdiğini söylemiş; “Bak, karıcığım,” dermiş yumuşak bir tonla, “Sultan artık yaşlandı, dişleri döküldü. Bakışları hala parlasa da artık çobanlık işlerinde bize yardımcı olamaz. Onun yerine genç ve güçlü bir köpek bulmalıyız.”

Karısı çobanın sözlerini sessizce dinlermiş ve ona hak vermiş. “Sultan çok yoruluyor. Belki ona dinlenmesi için güzel bir yer bulabiliriz.” demiş.

Bu sırada hemen orada olan yaşlı köpek Sultan, tüm bu konuşmaları duyuyormuş. Gözleri hüzünle dolmuş. Artık işe yaramadığını duymak onu derinden yaralamış. Sahiplerinin onu terk edeceğini düşünerek çok üzülmüş.

Ne yapacağını bilmez halde oradan uzaklaşmış ve ormanın derinliklerine doğru üzgün üzgün yürümeye başlamış. O sırada yaşlı kurdu görmüş. Yaşlı kurt, Sultan’a yanaşmış ve neden bu kadar üzgün olduğunu sormuş.

Sultan, “Artık yaşlandım, hiç işe yaramıyorum. Bu nedenle sahiplerim beni dinlenmek için başka bir yere göndermek istiyor” demiş. Kurt, kendisinin de işine yarayacağını düşünerek hemen bir çözüm bulmuş “Madem artık işe yaramadığın için seni gönderecekler, biz de senin işe yarayabileceğini onlara gösterelim.” demiş.

Sultan “Bunu nasıl yapacağız, yaşlı ve yorgunum artık onları koruyamam, tek yapabildiğim onları sevmek” demiş.

Kurt, ” Sen merak etme. Bana bırak harika bir planım var.” demiş ve eklemiş “Senden tek isteğim yarın tam öğlen vakti gözünü dört aç. Koyunları kaçırmak için oraya geleceğim ve sende benim peşimden koşturacaksın”

Ertesi gün, Sultan erkenden uyanmış. Olabildiğince enerjik görünerek koyunların yanına gelmiş. Çoban ona sen evde kal dediğinde, onunla gitmek için ısrar etmiş. Çoban, “Peki madem yaşlı köpek, bizimle gelmek istiyorsan gelebilirsin tabi”

Birlikte vadiye kadar varmışlar. Sultan gerçekten çok yoruluyormuş ama hiç belli etmemeye çalışmış. Güneş tam tepeye çıktığında gözlerini dört açmış. Hem Sultan hem de çoban o tarafa doğru gelen kurdu görmüşler. Çoban çok korkmuş. Sultan ise aniden atılmış ve kurdu kovalamaya başlamış. Geri döndüğünde kurttan kurtulduğunu gören çoban, yaşlı köpeği büyük bir sevgiyle karşılamış ve teşekkür etmiş. Plan işe yaramış. Birlikte keyifle eve dönmüşler. Çoban eve dönünce olan biteni eşine anlatmış. O da Sultan’a teşekkür etmiş. Sultan artık işe yaradığı için çok mutluymuş ama sahibini kandırdığı için içi hiç rahat değilmiş. Ayrıca gerçek bir tehlike durumunda görmeyen gözleri, tutmayan dişleriyle sahibini koruyamayacağı için de endişe duyuyormuş.

Ertesi gün olduğunda Sultan, evin yakınlarında dolanan kurdu görmüş. Planın işe yaradığını söylemiş ve teşekkür etmiş ama kurt bununla yetinmemiş. Şimdi de sen bana minnetini göster, karnım o kadar aç ki… Şu tombul koyunlardan birini bana ver” demiş.

Sultan çok şaşırmış. Hiç böyle bir şey beklemiyormuş. Sahibine asla ihanet edemezmiş ve kurdun bu isteğini geri çevirmiş. 

İçi hiç rahat etmeyen yaşlı köpek, düşünmüş taşınmış ve olan biteni sahibine anlatmaya karar vermiş. Sahibinin çok kızacağını ve onu göndereceğini düşünen Sultan oldukça tedirginmiş. Çoban ise her şeyi dinledikten sonra “Biz seni çok seviyoruz, seni bırakacağımızı nereden çıkardın?” demiş. Sana arkadaş olacak genç bir köpek alacağız ama bu seni üzmesin. O bizi koruyup çalışırken sen de evde dinlenir, çocuklarla oynarsın” diye cevap vermiş.

Sultan, terk edilmeyeceğine çok sevinmiş. Sahibine gerçeği söylediği için çok rahatmış. Yeni gelen genç çoban köpeğinin onları koruyabileceğine de çok seviniyormuş. O günden sonra Sultan evde sevgi dolu vakitler geçirmeye devam etmiş. Bol bol dinlenmiş. Evin ufak tefek işlerine yardım etmeye devam ediyor, çocuklarla oynuyormuş.

Yeni gelen çoban köpeğinden korkan kurt, bir daha onlara yaklaşmamış. Sultan gerçek dostluğun, sevginin ve sadakatin ne demek olduğunu tam olarak biliyormuş. Masal da burada bitmiş.